Patojenlerden Arındırılmış Plazma Nakli ile Covid-19 Tedavisi
Gaziantep Üniversitesi (GAÜN), dünyayı kasıp kavuran Covid-19 hastalığına yakalananların tedavisini sağlayacak ‘’Patojenden Arındırılmış Plazma Tedavisi’’ uygulamasının son derece etkili bir yöntemini önümüzdeki ay sonuna kadar kullanmaya başlayacak. GAÜN’ün kullanacağı yöntemi dünyada kullanılan diğer yöntemlerden farklı kılan ise, kanda yer alan çeşitli virüs, bakteri ve parazitlerin patojen yükünü yok ederek transfüzyonla bulaşan hastalık riskini sıfırlamanın hedeflenmesi ve kan bileşenlerinde bulunan beyaz kan hücrelerinin kalıntılarının inaktive edilerek, plazma nakili esnasında oluşabilecek istenmeyen reaksiyonların en aza indirilebilecek olması.
Gaziantep Üniversitesi bilim insanlarının, heyecan ve umut yaratan bu çalışmasıyla ilgili bir açıklama yapan Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Gür, Amerikan Gıda ve İlaç Kurumu’nun (FDA) Covid-19 hastalarının tedavisinde “plazma nakli” yönteminin kullanılmasını geçtiğimiz günlerde henüz onayladığını belirtirken, “Bu tedavi yöntemiyle Antikor aktarımı sağlayan plazma nakli ile hastalığı geçirmiş ve iyileşmiş Covid-19 hastalarından alınan kan, şekilli elemanları uzaklaştırılarak, ayrıca virüs, bakteri ve parazit gibi patojenlerden arındırılarak plazmasına ayrıştırılacak. Bu plazma yeni Covid-19 hastalarına tedavi veya sağlık çalışanları gibi yüksek risk grubundaki kişilere hastalıktan korunma amaçlı güvenli olarak verilebilecek” dedi. Türkiye ve tüm dünyanın mücadele verdiği Covid-19 Pandemisi ile savaş kapsamında Gaziantep Üniversitesi olarak çok önemli bir projeyi hayata geçirmek üzere geçtiğimiz haftalarda yurtdışı ülkelerdekine benzer şekilde araştırma projesi kapsamında çalışmalarımızı başlatıldığını vurgulayan Rektör Prof. Dr. Gür, açıklamasını şöyle sürdürdü:
DİĞER TEDAVİ YÖNTEMLERİNDEN ÇORK FARKLI
“Yaklaşık yüzyıllık geçmişi olan ve günümüzde plazma nakli olarak bilinen bu yöntemin geçmişi, aşının çok daha öncesine dayanıyor. Henüz aşı bilinmiyorken grip ve kızamık salgınıyla mücadele için kullanılan plazma nakli, yakın zamanda SARS ve Ebola salgınlarına karşı da denendi. Covid-19′u tedavi için iyileşen hastalardan alınan kandan elde edilen plazma nakli, yakın zamanda ilk olarak Çinli doktorlar tarafından yapıldı. Şimdilerde ABD’li uzmanlar, tarihsel kanıtları cesaret verici olan plazma nakliyle daha kapsamlı çalışmalar yürütmek için FDA’nın onayını aldılar. Gaziantep Üniversitesi olarak biz de plazma esaslı oldukça etkin bu tedavi hizmetini en geç Nisan ayı sonunda halkımızın hizmetine sunmayı planlıyoruz. Ama diğer plazma nakil tedavilerinden çok önemli bir farkımız olacak, kanda yer alan çeşitli virüs, bakteri ve parazitlerin patojen yükünü yok ederek transfüzyonla bulaşan hastalık riskini sıfırlamayı hedefliyor olacağız. Bu bizi dünyada bu tedaviyi uygulayan çoğu merkezden ayrıştıracak, ayrıca kan bileşenlerinde bulunan beyaz kan hücrelerinin kalıntılarını inaktive eden sistemimiz sayesinde plazma nakili esnasında oluşabilecek istenmeyen reaksiyonları en aza indirgeyecektir. Gerek geçmişte gerekse günümüzde bu tedavinin en çok korkulan yan etkisi olan hastayı yeniden aynı yada yeni bir patojenle enfekte etme riski kuracağımız bu özel sistemle imkansızlaşacaktır.”
TEDAVİ NASIL UYGULANACAK?
Açıklamasının devamında Patojenden Arındırılmış Plazma Tedavisi’nin uygulamasıyla ilgili bilgi veren Prof. Dr. Ali Gür sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir insan belli bir virüs nedeniyle enfekte olduğunda, vücut enfeksiyonla savaşmak için antikor adı verilen özel olarak tasarlanmış proteinler üretmeye başlıyor. Bu antikorlar, kişi iyileştikten sonra kanın özellikle plazma kısmında aylarca, hatta yıllarca barınabiliyor. Gaziantep Üniversitesinde bilimsel araştırmalar projeler birimine Doç. Dr. Umut Elboğa’nın verdiği ‘’Patojenden Arındırılmış Plazma Tedavisi’’ başlıklı proje kapsamında hastalığı iyileşen kişinin antikor bakımından zengin plazmasının yeni Covid-19 hastalarına verilmesi sonrası vücutlarının virüsle savaşma kapasitesi test edilecek. Yöntem başarılı olursa, hastaların hayatta kalma şansının yükselmesi ve solunum cihazlarına daha az ihtiyaç duyulmasını bekliyoruz. Plazma nakli, bir çeşit aşı görevi üstleniyor. Ancak aşıdan farklı olarak, yalnızca geçici bir koruma sağlayabiliyor. Aşı, bağışıklık sistemini vücudun belli bir virüse karşı kendi antikorlarını üretmesi için eğitiyor. Plazma nakli yaklaşımındaysa vücuda kısa ömürlü ve tekrarlanması gereken dozlarla başkasının antikorları enjekte ediliyor. Bu sayede iyileşmiş kişilerin kanında virüse karşı geliştirilmiş antikorlar (füzeler) hasta olan kişinin vücudundaki virüse karşı aktif hale getirilmiş olunur. Virüsün zırhındaki proteine bağlanan bu antikorlar (füzeler) bir kilitle anahtar gibi virüse yapışarak virüsün hücre içine girmesini engelliyor. Çünkü hücrede virüsün vücuda geçmesine neden olan bir reseptör var ve virüsün yüzeyindeki bu zırh proteini antikorla(füzeyle) kapatıldığından, bu reseptöre bağlanamayan proteinler nedeniyle antikorlar(füzeler) virüsü bloke etmiş oluyorlar. Bu sayede virüsün replikasyonu yani çoğalması da önlenmiş oluyor.”
İYİLEŞEN HASTALARIN KANINI KULLANACAĞIZ
Tedavinin devamında, Gaziantep Üniversitesi’nin kuracağı sisteme enfekte olan hastaların iyileştikten sonra kan vermelerinin sağlanacağını açıklayan Prof. Dr. Gür, bu aşamayla ilgili ise şu bilgiyi verdi: “Bu kanlar toplanacak ve ‘plazmanın içinde virüse karşı olan antikorlar var mı yok mu’ önce test edilecek. Bunlar belirlendikten sonra bu kanların başka enfeksiyon hastalıkları açısından da güvenli olup olmadığı sadece Gaziantep’te üniversitemize kuracağımız bu sistemle test edilebilecek ve güvenlik sorunu yaratan tüm patojenler Türkiye’de ilk defa üniversitemizde kurulacak özel bir sistemle inaktif hale getirilebilir olacaktır. Özellikle durumu kritik hastalara verilecek bu plazma nakli tedavisinin bu patojen arındırma sistemi sayesinde yan etkileri olmaksızın güvenli bir şekilde uygulanması mümkün olacaktır. Özellikle ağır ya da ölümcül seyredebilen vakalarda gerçekten plazma nakli tedavisi hayat kurtarıcı olarak kullanılabilecektir”
HÜCRESEL TERAPİ ÇALIŞMALARININ İLK ADIMI
Açıklamasının son bölümünde, geçtiğimiz hafta Gaziantep Üniversitesi’nde yerli ve milli kanser tanı ve tedavi molekülü üretiminin yapılacağı Radyofarmasötik İlaç Üretim tesisinin kurulmasına ilişkin imzanın atıldığını hatırlatan Rektör Prof. Dr. Ali Gür, sözlerini şöyle tamamladı: “Bu çalışmamız, Zeugma İleri Düzey Tıp Teknolojileri Tematik AR-GE Merkezi konseptimizin faz-2 ayağını oluşturan Hücresel Terapi çalışmalarının da ilk adımı olacak. Heyecanla ve gece gündüz demeden çalışan projedeki bilim insanlarımıza, üniversitemizin değerli çalışanlarına, bu teknolojilerin hayata geçirilmesi için yatırım yapan, teknik birikimlerini bizlerle paylaşan ve destek olan yerli ve yabancı çözüm ortağı şirketlere teşekkür ediyorum. Çok yakında daha detaylı bir açıklama ile sizleri bilgilendireceğim.”
GAÜN ÖNEMLİ BİR MİSYON ÜSTLENECEK
Toplantıda konuşan GAÜN Şahinbey Araştırma ve Uygulama Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Suat Zengin, hastane olarak dünyadaki en gelmişmiş tedavi yöntemlerini yakından takip eden bir hastane olduklarını belirterek, “Hastanemiz teknik donanım ve hekim kadrosuyla Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin en büyük hastanesi. Bu nedenle Gaziantepliler çok şanslı. İnşallah yakın bir zamanda Covid-19 tedavisi konusunda önemli bir başarıya imza atacağız” dedi.
Patojenden Arındırılmış Plazma Tedavisi çalışmalarını yapan ekibin yöneticisi olan Şahinbey Araştırma ve Uygulama Hastanesi Nükleer Tıp Anabilimdalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Umut Elboğa da, bu yöntemle iyileşen Covid-19 hastasının kanının, içinde hiçbir zararlı virüs kalmayacak şekilde temizlenip, hastalara verildiğinde kısa sürede iyileşme olacağını belirterek, “İyileşen bir hastadan alınacak 200 ml kan, gerekli ayrışımlar yapıldıktan sonra durumları ağır olan hastalara nakledilecek. Bu hastalarımızın antikor yönünden oldukça güçlü olan aldıkları kanla kısa sürede sağlıklarına kavuşacaklar. O nedenle, iyileşen hastalarımızdan başka insanların kurtulabilmesi için kan bağışı yapmalarını isteyeceğiz” diye konuştu.