Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) ve Anadolu Platformu işbirliğinde düzenlenen Toplumsal Sorunların Çözümünde Âlimlerin Sorumluluğu konulu çalıştayın açılışında konuşan GAÜN Rektörü Prof. Dr. Ali Gür, “Mektep ve medrese terminolojisini ayrı olarak düşünmeyelim artık. Hem beynimizde hem kalbimizde bu ikisi bir olsun” dedi.
Coğrafyalar ve bulunulan konumların insanlarda fikri değişimleri, olgunlaşmayı ve farklılıkları mecburi kılabildiğini belirten Prof. Dr. Gür, Osmanlı coğrafyasında da mektep ve medresenin başlangıçta her zaman bir olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Gür, “Müslüman ilmi maddi ve manevi diye ayırmaz. Her iki ilim de onun için zorunludur zaten. Özellikle Nizâmülmülk Medreselerinde bu ayrışmayı ortadan kaldırmak ve kurumsallaşmak için çok ciddi çalışmalar yapıldı. Ama Osmanlı’nın özellikle yükseliş döneminde Kanuni’ni dönemine gelince teferruatta boğulmalar var. Medrese ve mektep terminolojisi oluşmaya başladı. Bunun arasına tasavvufu da koyarsanız medrese, mektep, tasavvuf birbirine girmeye başladılar. Birbirlerini anlayamayan, ötekileştiren ve hepsinin kendisini doğru kabul ettiği bir yapıya dönüştürüldü. Şimdi tartışma kültüründen uzaklaştık. Tamamen şerh kültürüne döndük. Elbette ki şerhler önemli ama bu şerhin şerhi de olmamalı artık. Bu zamanın icraatına, mekanın ruhuna, çağımızın gerekliliklerine göre de yeni fikirler üretmemiz gerekiyor. Asıldan kopmayacağız” şeklinde konuştu.
Üniversitelerin dış dünyaya kendisini kapatmış yapılar olmadığını, üniversitelerin ilim kimliğiyle, yaptığı raporlandırmalarla toplumun öncüleri olduğunu kaydeden Prof. Dr. Gür sözlerini şöyle tamamladı: “İşte bu yüzden bunu bir sorumluluk olarak gördük. Medrese alimlerimiz yıllardır kendileri üzerinde kurulan baskıları bu bilinçli bir baskıydı. Medreselerin önce imha edilmeye çalışılması, imha edilemeyince bu defa medrese alimlerimizin itibarsızlaştırılması ben karakter suikastı diyorum. Toplum böylece yol göstericilerinden arındırılacak, başsız bırakılacak ve onlar da istedikleri gibi kullanacaklar. Her şeye rağmen eğer medreselerimiz bugün ayaktaysa Allah’a hamd olsun. Ama medreselerimiz de sadece dört duvar arasında varlıklarını yürütmek değil aynı zamanda toplumun sorunlarını birlikte çözmek, öğrencilerini bilinçlendirmek adına Bediüzzaman’ı hepimiz çok iyi biliyoruz. Çok iyi bir alim, müceddid ama aynı zamanda da toplumda bir kaos olduğu zaman da öğrencilerini alıp toplumun önünde gidecek kadar da liderdi. İşte üniversiteler medreselerimiz için açık. Medreselerimiz de üniversitelerimiz için açıktır. Artık bu birlikteliği bir araya taşımamız lazım.”
GAÜN İlahiyat Fakültesi Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen, Muş Alparslan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fethi Ahmet Polat’ın açılış oturumunu yönettiği çalıştayda; Gaziantep İl Müftüsü Ahmet Çelik, GAÜN İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şehmus Demir, Anadolu Platformu Başkanı Turgay Aldemir, Dünya Alimler Birliği Türkiye Temsilcisi Abdulvahap Ekinci, MEDAV Başkanı Tayyip Elçi, Program Koordinatörü ve GAÜN İlahiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Mahmut Çınar da açılış konuşması yaptı. İki gün sürecek olan çalıştaya, Türkiye’nin medrese, diyanet ve ilahiyat fakültelerine mensup din alimlerinden yaklaşık 110 kişi, Türkiye’nin farklı illerinden gelen bilim insanlarıyla bazı sivil toplum örgütlerinin temsilcileri katıldı.