Gaziantep Üniversitesi 4 – 8 Ağustos 2009 tarihleri arasında TÜBİTAK tarafından İzmir Pınarbaşı pistinde düzenlenecek olan araba yarışına, “Zeugma” ve “Hidrofıstık-2” isimli araçlarla katılacak.
“Zeugma” isimli hidrojen yakıtıyla çalışan aracın test sürüşünü Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun yaptı. Test sürüşüne, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Abdurrahman Kadayıfçı, Rektör Danışmanları Prof. Dr. Cahit Bağcı ve Prof. Dr. Mehmet Özaslan’ın yanı sıra Proje Akademik Danışmanı Prof. Dr. Sedat Bayseç ve yarışma ekibi katıldı.
Üniversitemizin bilimsel faaliyetleri kapsamında öğrencilerin akademik danışmanları eşliğinde yaptığı hidrojenle çalışan aracın yarışma için İzmir’e gideceğini vurgulayan Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, “Üniversitemizde bu tür araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin eşliğinde yenilikçi, inovasyona açık, bilimsel kapsamdaki bu tür faaliyetler Üniversitemizin geldiği noktayı bize göstermesi açısından son derece önemli. Parlayan Yıldız Gaziantep Üniversitesi’nin sesini herkes daha çok duyacak. İzmir’deki yarışmada iki aracımız yarışacak. Aracımız dereceye girdiğinde bundan sonra uluslararası ölçekte dünya çapında yarışmalara katılacağını müjdelemek istiyorum” şeklinde konuştu.
Arabanın altında yatan ana fikrin çok önemli ve büyük olduğunu söyleyen Proje Akademik Danışmanı Prof. Dr. Sedat Bayseç, “Dünya petrolü 50–70 yıl arasında tükenecek ve büyük bir enerji açığı ortaya çıkacak. Enerjide problem yürüyen ya da uçan bir araca yüklenebilmesi. Sorun enerjiyi portatif hale getirmekte. Petrol bittikten sonra bilim adamları yerine geçebilecek enerji depolama arıyorlar. Bugüne kadar bulunabilen en efektif sistem hidrojen. Hidrojen aktif ve çok çabuk reaksiyona girebilen bir elaman olup, depolanması çok tehlikeli. Bu nedenle hidrojenin depolanma sorunu var. Bunun için bilinen en iyi yöntem hidrojenin bora indirilmesi ve bor hidrit olarak saklanması” ifadesinde bulundu.
Dünya bor yataklarının yüzde 85’inin Türkiye’de bulunduğunu belirten Bayseç, “50 yıl sonra Türkiye’de bulunan bor madeni çok önem kazanacak. Bor madenini bilinçli bir şekilde kullanmamız lazım. Ne kadar çok değer katarak dünya piyasalarına sunabilirsek o kadar çok para kazanır, zengin oluruz. Türkiye’de bilimle uğraşan insanların bor üzerine bilgiler geliştirmesi lazım. TÜBİTAK bor kelimesinin daha geniş kitleler tarafından duyulabilmesi için böyle popüler bir yarışma düzenledi. Bu yarışmaya girmeden önce öğrencilerimizin birçok bor kelimesini bu kadar çok önemsememişti. Yarışma sayesinde daha çok insanın bor kelimesini ve borun önemini öğrendiğini gözlemliyorum” diye konuştu.
Projeye 2007 yılında başladıklarını söyleyen Proje Takım Kaptanı Murat Karadaş, “Temel felsefemiz en iyi mühendislik en pahalı malzemelerle yapılan mühendislik değil, en uygun şartlarla en iyi sonucun elde edebilen mühendis olmak. Hocalarımızın bize verdiği bilgiler bu araçla tecrübeye dönüştü. Çok güzel meyveler ürünler alabileceğimize inanıyorum. Hedefimiz final birinciliği” şeklinde konuştu.