Gaziantep Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Konferans Salonu’nda, Üniversitemiz Bilimsel Araştırmalar Kulübüne üye öğrenciler tarafından, “Kök Hücre Uygulamaları” adlı konferans düzenlendi.
Erciyes Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Munis Dündar’ın konuşmacı olarak katıldığı konferansa, Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, Rektör Danışmanı Prof. Dr. Cahit Bağcı, çok sayıda öğretim elemanı ve öğrenci katıldı.
Vücudumuzdaki bütün doku ve organları oluşturan ana hücrelere kök hücre adı verildiğini söyleyen Dündar, bu hücrelerin sınırlı veya sınırsız bölünme ve kendini yenileme özelliği olduğunu belirterek, tek bir hücrenin birbirinden farklı organları ve fonksiyonları meydana getirdiğini kaydetti.
Dündar, “Kök hücreler tanımsal olarak farklılaşmamış, kendini yenileyebilen özelleşmiş hücrelerdir. Kök hücrelerin spesifik bir hücreye dönüşmesi için uyarı alması gerekir, aksi takdirde ayrışamaz. Kök hücreler ayrışmadan önce ara bir safha geçirirler. Bu safhadaki hücrelere öncü hücreler adı verilir” şeklinde konuştu.
Vücuttaki tüm hücrelere dönüşebilecek potansiyele sahip olan hücrelere totipotent hücreler adı verildiğini söyleyen Dündar, embriyonik kök hücrelerin embriyonun iç hücre kütlesinden elde edildiğini ifade etti. Embriyonik kök hücrelerin daha çok tüp bebek tedavisinde kullanıldığını vurgulayan Dündar, bunların tüm hücrelerden elde edilebileceğini kaydetti.
Dündar, “Hücrelerin ömrünü belirleyen, kromozomların ucunda bulunan telomer adı verilen DNA zincirleridir. Embriyonik kök hücrelerin telomerleri çok uzundur. Erişkin kök hücrelerde ise, uzun süre kendini kopyalayabilme özelliği olup, en özelleşmiş kök hücreleridir. Erişkin kök hücrelerin esas görevi bulundukları yeri tamir etme özelliğine sahip olmalarıdır. Bunlar tüm hücrelerden elde edilemez ve büyümeleri, çoğalmaları için uzun zaman gerekir” ifadesinde bulundu.
Kemik iliği, kordon kanı ve periferik kanı başlıca kök hücre kaynakları olarak gösteren Dündar, kök hücrelerin kanser, sinir sistemi hastalıkları ve hasarları, metabolik hastalıklar, organ yetmezlikleri gibi rahatsızlıklarda kullanılabildiğini söyledi.
Dündar, “Kemik iliği hücreleri uzun yıllardır dünyada ve ülkemizde lösemi ve diğer kan hastalıklarının tedavilerinde başarıyla uygulanmıştır. Son yıllarda yapılan bazı araştırmalar, kan üreten kök hücrelerinin uygun koşullarda kalp kası, sinir dokusu gibi alanlara yerleşebilip, hasar varsa bu alanları tamir ederek normale çevirebileceğini göstermiştir. Kordon kanı kök hücreleri ise çok genç olup, yaşlanmanın yıpranmışlığına maruz kalmamışlardır. Bu hücrelerin viral enfeksiyonlara maruz kalma riski de daha azdır” diye konuştu.