Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Ekonomi Topluluğuna üye öğrenciler tarafından Atatürk Kültür Merkezinde düzenlenen “Yeni Anayasa” konulu konferansa Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak konuşmacı olarak katıldı.
GAÜN Ekonomi Topluluğu Akademik Danışmanı Öğr. Gör. İskender Çalman’ın açılış konuşmasından sonra konuşan Saadet Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak, Anayasanın 17 defa değiştiğini, 100’den fazla maddesinin hem de birkaç defa değişikliğe uğradığını söyledi.
Prof. Dr. Kamalak, neden yeni bir anayasaya ihtiyaç duyulduğunu, yeni hazırlanan anayasada ne gibi durumların göz önüne alınması gerektiğini, hangi şartlarda oluşturulması ve ne gibi özellikler taşınası gerekliliği üzerine bilgi verdi.
“Türkiye yeni bir anayasa yapmanın mücadelesini veriyor” diyen Prof. Dr. Kamalak, “Yetmiyor mu mevcut anayasa, neden yeni bir anayasaya ihtiyaç duyuyoruz. Gerçekten anayasa gerekli mi? Evet anayasa gereklidir. Bizim için de anayasa gereklidir. Ne bakımdan? Çünkü her şeyden önce mevcut anayasa, ne yazık ki bir darbe ürünüdür. Dayatmacı bir zihniyetin eseridir. Yüce milletimiz bu darbe anayasasından kurtulmalıdır. Bu yüzden yeni bir anayasa gereklidir. Mevcut anayasa bir vesayet anayasasıdır. Yani bu anayasayı yapanlar, ‘Toplumun aklı ermez, biz her şeyi bilen bir elit sınıfız. Seçkin zümreyiz’ mantığı ile anayasa yapmıştır. Zaten böyle olmazsa darbeye lüzum kalmaz. Toplum küçük görülmezse, milli irade bizim başımızın tacı dense, demokratik sistemin uygulandığı, seçimlerle iş başına gelmiş bir iktidara darbe yapılır mı? Yapılmaz. İşte mevcut anayasa böyle bir zihniyetin ürünü olduğu için yeni bir anayasaya ihtiyaç vardır”
Geçmişten günümüze Türkiye’de anayasanın birden çok değiştiğine dikkat çeken Prof. Dr. Kamalak, “Anayasa yapma sürecine girerken her şeyden önce ‘Aşağılık Kompleksinden’ kurtulalım. Aşağılık kompleksinden ve beynimizdeki virüslerden kurtulmuş olarak masaya oturmamız lazım. Anayasayı bu düşünceler çerçevesinde yapmamız lazım. Nasıl olmalı o halde. Temelinde insan hakları olmalı. Yani insan hakları temeline dayanan, kökü milli dalları ise evrensel olan, demokratik, adil ve özgürlükçü bir anayasa olmalı. Bu temeli atarken samimi olmak zorundayız. Bütün insanların bizim gibi aynı haklara sahip olduğunu kabul ederek yola koyulmalıyız. Üstünlük duygusundan, tıpkı aşağılık kompleksinden kurtulmaya çalıştığımız gibi çalışmak durumundayız” şeklinde konuştu.