Sayın Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanım,
Sayın Valim,
Sayın Milli Eğitim Eski Bakanım,
Sayın Milletvekillerim,
Sayın Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanım,
Sayın Başsavcım,
Çok Değerli Çalışma Arkadaşlarım,
Sevgili Veliler,
Üniversitemizin Değerli öğrencileri,
Değerli Konuklar, Hanımefendiler, Beyefendiler,
Değerli Basın Mensupları
Gaziantep Üniversitesi 2012-2013 Eğitim-Öğretim yılı açılış törenine hoş geldiniz, şeref verdiniz.
Konuşmamın hemen başında Gaziantep Üniversitesinin kuruluşundan bugüne kadar emeği geçen tüm yöneticilerine, akademik ve idari personellerine teşekkür etmek istiyorum. Dünü birlikte tecrübe ettiğimiz arkadaşlarıma, geleceği birlikte inşa etme noktasında da güzel işler yapacağımızın inancını her zaman yüreğimde taşıdığımı ifade etmek istiyorum.
Hepinize ayrı ayrı bu fedakârlığınızdan ötürü şükranlarımı sunuyor, yeni akademik yılımızın hayırlı olmasını temenni ediyorum. Üniversitemize yeni katılan öğretim üyesi arkadaşlarıma ve öğrencilerimize de aramıza hoş geldiniz, iyi ki geldiniz diyorum.
Sayın Bakanlarım,
Değerli Katılımcılar,
Her gün yeni bir hayata başlarcasına heyecanımızı diri tutmak, üretmek, katkı sunmak ve paylaşmak sorumluluğuyla hareket etmeyi bir ilke olarak benimsediğimiz yeni bir dönemin açılışında Üniversite eğitim ve bilim anlayışımızın kısaca ifadesi olan şu sözleri dikkatlerinize sunmak istiyorum.
Üniversite anlayışımızı; farklılıkların birlikteliğinden sinerji doğuran; aklın ve etiğin en üst düzeyde kurumsallaştığı yer olan; hakikati arama temel felsefi düsturunu merkeze oturtan; (ne düşüneceğini değil düşünmeyi öğretmeyi esas alarak) nitelikli insan gücünü yetiştirme görevinin yanı sıra; bilgi çağının ve bilgiye sahip olmanın güce sahip olma demek olduğunun farkındalığıyla bilgiyi üretip, toplumla paylaşan; toplumun her alanda-Eğitim, Sosyal, Teknik, Sanayi, Kültür, Estetik ve tüm alanlarda – ileri gitmesinde etkin rol oynayan; steril ve yalıtılmış değil, toplumla hemhal olan; bir motor güç, bir lokomotif olma vizyonuna kilitleyerek yürüdüğümüzü, yola devam ettiğimizi tekrarlamak isterim.
Evrensel olanın üretildiği ve meydana çıkarıldığı bir yer olan üniversitenin bağımsız düşünce ortamında, hakikati aramak için düşünmeyi seçen bilim adamı, akademisyen ise bu üniversite kavramının değişmez öznesi olmak durumundadır.
Üniversite eğitim işlevi itibariyla; felsefi planda öğrencisine “düşünmeyi”, “düşünme yetisini” kullanmayı öğretmelidir, ne düşüneceği değil. O halde üniversite öğrencisine kendi alanında en yeni ve en doğru bilgileri sunarken diğer yandan onu, o genç insanı “insan” olarak donanımlı kılacak bilim, sanat, fikir, estetik, spordan örülü özgün iklimi tesis etmekle yükümlü yerdir, yoksa bir yüksek lise, sertifika veren bir dershane değil.
Bilgiyi üretmek önemlidir. Analitik düşünen ve emek harcayan bilim insanları sonuçta bir bilgiye ulaşacaktır. Bilgiyi üretmek kadar, hatta bundan daha da önemlisi bilgiyi paylaşmak, üretime kazandırmak, ürün hâline getirmek ve geliştirmek de önemlidir. Üniversiteler, eğitim veren kurumlar olmalarının yanı sıra bilimsel çalışmalar sonucunda bilgiyi üreten kurumlardır. Ancak günümüzde elde edilen bilimsel bulgu ve sonuçların uygulamaya konulması da stratejik öneme sahiptir. Üretilen bilginin raflarda kalması kabul edilemez. Tek merkezden ve standart bir bakış açısıyla bunun yapılabilmesi mümkün değildir. Bilgi üretme süreçlerinin dinamik ve esnek bir yapıda olması, multidisipliner yaklaşımların yaygınlık kazanması bu süreçte önemli yaklaşımlar olacaktır.
Dünyanın en eski ve en önde gelen üniversitelerinden bir olan Cambridge Üniversitesi son 30 yılda ciddi bir değişim ve dönüşüm göstermiştir. Cambridge teknoloji havzasında 60.000 kişinin çalıştığı 3000 ileri teknoloji şirketi kurulmuştur. Philips, Motorola, Microsoft, Nokia, Novartis bunlar arasındadır.
Gaziantep Üniversitesi olarak özellikle Üniversite-Toplum Bütünleşmesi, Üniversite-Sanayi İşbirliği gibi çok yönlü çalışmalara önem veriyoruz. Üniversitelerin yerel, ulusal ve uluslararası işlevleri olduğu bilinen bir gerçektir. Yerelin ihtiyaçlarını karşılayan, bulunduğu kentin problemlerine çözüm üreten üniversiteler, ulusal bilim politikaları çerçevesinde devletin kalkınma hamlelerine bilimsel olarak katkı sunmakla mükelleftir. Bunun yanı sıra ürettiği bilimsel bilgi ile uluslararası eğitim ve bilim camiasında saygın, yetkin ve etkili bir kurum olmayı hedef olarak benimsemelidirler. Gaziantep Üniversitesi bu üç alana uygun bir yapılanma içerisindedir ve bu yolda gerçekten önemli mesafeler kat etmiştir.
Bu anlayıştan aldığımız motivasyonla üniversite ile şehir potansiyelini harmanlayıp her alanda yeni enerjiler, yeni şeyler üretmenin yollarını aradık ve galiba bir dört yıllık sürede bu alanda epey de yol aldık ve bu yenilikçi üniversite anlayışının hâkim olduğu bilimsel bir ortam oluşturma çabamızın ürünlerini alıyoruz artık.
Gaziantep’in olduğu kadar, bölgenin ve Türkiye’nin önemli bilim kuruluşları arasında iddialı bir şekilde yerini alan; hızla gelişen, büyüyen; elde ettiği bilgiyi ve birikimi paylaşan GAÜN’ün, siz değerli arkadaşlarımın da katkı ve destekleriyle bu dönemde daha da yukarılara taşınacağına yürekten inanıyorum.
Gaziantep Üniversitesi’nin toplumla bütünleşme anlayışı çerçevesinde yürüttüğü bazı faaliyetler hakkında sizleri bilgilendirmek istiyorum. Toplumsal duyarlılık projelerini Türkiye’de bir ilk olarak bir ders olarak başlattığımızda ulaşmak istediğimiz hedeflerimiz vardı. Bugün hedeflerimizin büyük oranda gerçekleştiğini görüyoruz. 2011-2012 eğitim öğretim yılında 330 ayrı proje gurubu ve 7162 öğrencinin katılımıyla, GAÜN öğrencileri toplumsal duyarlılık konusunda öncü sayılabilecek projeler gerçekleştirdiler. “Hafta Sonu Okulu Projesi”nde öğrencilerimiz her hafta sonu ilköğretim okullarında sosyal ve kültürel alanda etkinlikler yürüttüler, okullarda başarıyı artırmak için ders verdiler. SODES kapsamında desteklenen İl Milli Eğitim Müdürlüğü, İl Emniyet Müdürlüğü, Büyükşehir Belediyesi, Şahinbey ve Şehitkâmil Belediyeleri vb. kurum ve kuruluşlarla ortak projeler yürüttüler. Kent gönüllüleri, O Köy Bizim Köyümüzdür, Okuyan Sanayi, Kültür Karıncaları vs. Toplumsal duyarlılıkları için öğrencilerimizi ve öğrencilerimize rehberlik eden öğretim elemanlarımızı kutluyorum ve bir kez daha teşekkür ediyorum. Toplumdaki her olayda iş birliği halindeyiz.
Üniversite-sanayi işbirliğinde çok önemli çalışmalar yaptık, artık Türkiye’ye model olacak bir strateji belgesini de yayınlıyoruz ve bunu da uygulayarak şehrimizin bu konuda örnek takibini Tüm Türkiye’ye sağlayacağız.
Sanayi Odası, Ticaret Odası, Organize Sanayi Bölgesi başkanlarımıza, oda başkanlarımıza tüm sanayi ve iş adamlarımıza kalbi teşekkürlerimi sunuyorum.
Gaziantep Üniversitesi, yenilikçi ve girişimci bir üniversitedir. Özellikle bu yıl başlattığımız Mühendislik Fakültesi öğrencileri için İntörn mühendislik, yani uygulamalı mühendislik eğitimi uygulaması mühendislik eğitimi için devrim niteliğinde bir uygulamadır. Mühendislik Fakültesi’nde okuyan öğrencilerimiz, eğitimlerinin son yarıyılını Gaziantep Üniversitesi tarafından akredite edilmiş kurum ve kuruluşlarda geçireceklerdir. İntörn uygulaması ile yedinci dönem sonunda tüm teorik derslerini bitiren Mühendislik Fakültesi öğrencilerimiz, son (sekizinci) sömestrlerini, hiçbir ders almadan, akredite olmuş firmalarda ve sanayi kuruluşlarında saat 08.00-17.00 arasında bizatihi çalışarak geçirecekler. Bu bağlamda öğrencilerimiz hayata daha iyi hazırlanmış, daha fazla deneyim kazanmış olacak ve iş bulma konusunda da avantajlı konuma gelecekler, ayrıca bu uygulama üniversite ile sanayi arasındaki ilişkilerin gelişmesine ciddi katkı sağlayacaktır.
Dünya ve Türkiye hızla değişiyor. Bu değişime paralel olarak üniversitelerin de statükocu, durağan, değişime kapalı kurumlar olarak varlığını sürdürmesi mümkün değildir. Artık geldiğimiz noktada; inovatif, hızlı düşünmek ve hemen uygulamak zorundayız. Mühendislik Fakültesi’nden sonra diğer fakültelerimizde de bu uygulamayı yaygınlaştırmak, öğrencilerimizi iş yaşamının kendine özgü koşulları içerisinde yetiştirmek istiyoruz. Farklı ve öncü bir üniversite anlayışıyla hareket etmeye ve fark yaratmaya devem edeceğimizi gururla dile getirmekten büyük mutluluk duyuyorum.
Sayın Bakanlarım, Değerli Misafirler,
Şeffaf, hesap verebilir, yenilikçi, girişimci, katma değer üreten, kentle bütünleşen, topluma sosyal ve kültürel alanda hizmet eden, yerel yönetimlerle ortak çalışmalar yürüten, sanayi kuruluşlarına AR-GE çalışmalarıyla destek veren bir üniversite bilim çağının temel gereksinimlerinden biridir. Gaziantep Üniversitesi, son dört yıl içerisinde birçok alanda 3 kat büyüyerek 15 fakülte, 4 enstitü, 5 yüksekokul, 9 meslek yüksekokulu, 19 araştırma ve uygulama merkezi, 1300’ün üzerinde akademik personeli, yaklaşık 30.000 öğrencisi ile bu amaca yönelik olarak büyük ve güçlü bir üniversite, bölgenin ve ülkenin temel dinamiklerinden biri olduğunu göstermektedir. Bugün 1000 civarında uluslararası öğrenci vardır ve Türkiye’nin en önde gelen üniversitelerinden biridir.
Öğretim Üyesi başına düşen uluslararası yayın sıralamasında 4. ve 7. sıralarda yer almaktayız.
Gaziantep’i “Kongreler Şehri” haline getirecek “Kongre ve Kültür Merkezi” inşaatımız tamamlanmak üzeredir. 1600 kişilik ana salonu, 300 kişilik 3 ayrı salonu, çalıştay odaları, geniş fuaye alanları ve özgün sahne sistemleri ile Türkiye’nin önde gelen kültür merkezlerinden birini Gaziantep’e kazandırmış olacağız.
Öğrencilerimizin sosyal yönden gelişimlerini sağlayacak, Gaziantep’in spor alanlarında gelişmesine katkı sunacak “Kapalı Spor Kompleksimiz” ve “Nizip Su Sporları Merkezimiz” Gaziantep’i ve GAÜN’ü uluslararası spor alanında önemli bir yere taşıyacaktır. Bu arada İlahiyat fakültesinin yapımını üstlenen değerli sanayici Abdülkadir Konukoğlu’na ve Mimarlık Fakültesinin yapımını üstlenen Muharrem Balat’a huzurunuzda teşekkürü bir borç biliyorum.
Üniversitemiz Şahinbey Araştırma ve Uygulama Hastanesi, bölgeye sağlık hizmeti sunan önemli bir sağlık kuruluşudur. Son yıllarda başlatılan organ nakillerinin modern araştırma laboratuvarlarına sahip, her geçen gün gelişen, büyüyen kaliteli ve nitelikli sağlık hizmeti sunan hastanemiz her bakımdan yenilenmiş ve gelişmiş sadece bölgeye değil Ortadoğuya referans olan bir sağlık kuruluşudur.
Sevgili Gençler, Değerli Öğrencilerimiz,
Mutlaka bir topluluğa üye olup, kültür, spor, müzik ve düşünce ikliminizi geliştirecek, kişiliğinizi olgunlaştıracak ve özgüveni yüksek bireyler olmanızı sağlayacak faaliyetler içinde olunuz. Sizlere sunulan bu fırsatları çok iyi değerlendiriniz.
Sizler bizim geleceğimizsiniz. Biz, sizlerin iyi yetişmesi için gerekli bütün koşulları oluşturma noktasında kendimizi sorumlu hissediyoruz. Bizim sorumluluğumuz bizden öncekilere ve sonrakilere karşıdır. Sizlerin sorumluluğunuz ise size sunulan imkânları en iyi şekilde değerlendirmek, geleceğin güçlü ve büyük Türkiye’sine katkı sunmaktır. İletişim becerilerinizi arttırın, girişimcilik öğrenin, dil öğrenin, sosyal, fikir, sanatsal etkinliklere katılın ama her şeyden önce dürüstlük ve sevgi. Her şey sevmekle başlar. Farklı düşünün, analitik düşünün, sorun ve sorgulayın. Farklılıkların birlikteliğinden doğacak sinerji, bizlerin geleceğine ışık tutacaktır. Burada sizler sadece bilimsel bir eğitim almıyorsunuz. Hayatı tanıyorsunuz, geleceğinizi ve kimliğinizi şekillendiriyorsunuz. Biz sizlere ne düşünmeniz gerektiği değil, nasıl düşünmeniz gerektiği konusunda rehberlik etmekle mükellefiz. Henüz yolun başındasınız. Daha söylenecek çok söz, kat edilecek çok yol var. Ve biz sizlerle bir süre de olsa aynı yolda yürümekten büyük mutluluk duyuyoruz.
Sevgili Gençler,
Her türlü imkâna sahibiz. Sizler için gerekli olan en iyi eğitim koşullarını oluşturmaya çalışıyoruz. Sizlerden istediğimiz çok çalışmanız, eğitim hayatınızın bütün aşamalarında bilimsel araştırma süreçlerinde aktif görev almanız veöğrendiğiniz teorik bilgileri uygulama konusunda gayretli olmanızdır. Unutmayınız ki ancak çalışan, emek harcayan, rekabet edebilir bir seviyeye gelen, girişimci ve yenilikçi bir ruha sahip bireyler geleceğe yön verecektir.
Değerli Veliler,
Sizlerin gözbebeği olan evlatlarınız, bizim de evlatlarımızdır. Şüpheniz olmasın ki çocuklarımız emin ellerde geleceğe hazırlanmaktadır. Bir anne baba için evladı her zaman çocuktur. Onun büyüdüğünü, eğitimini tamamladığını, bir meslek edindiğini, başarılı olduğunu görmek, bir aile için en büyük mutluluk kaynağıdır. Biz de GAÜN olarak büyük bir aileyiz. Bu ailede Türkiye’nin resmi var. Türkiye’nin birliği, dirliği, bütünlüğü var. Ve biz aile üyelerimizin başarısı için her zaman onların yanında olacağız.
Sayın Bakanlarım, Değerli Misafirler,
“Parlayan Yıldız Gaziantep Üniversitesi”, “Marka Şehir Gazintep”in Türkiye’nin geleceğine dair söyleyeceği çok söz, yapacağı çok katkı vardır. Özellikle son dönemde kardeş ülke Suriye’de yaşanan olaylar bizleri de derinden etkilemekte ve üzmektedir. Bölgede barışın sağlanması en büyük dileğimizdir.
Burada bir hususu daha özellikle vurgulamak istiyorum. Geçen dönem bu salonda “GÖÇ” konusunu ele almış, sorunları ve çözüm önerilerini tartışmış, bir politika geliştirmeye çalışmıştık. Son dönemde “Kadına Yönelik Şiddet” konusunda toplumda oluşan duyarlılık önemli olmakla birlikte, bu konuda bilim insanı arkadaşlarım, yapacakları çalışmalarla bu problemin çözümüne katkı sunmaya davet ediyorum. Türk kültüründe kadın, erkeğin arkasında değil hemen yanı başındadır. Her an can yoldaşıdır. Sosyal, kültürel, ekonomik vb. nedenlere bağlı olarak şiddet kavramının çok çok ötesinde yaşanan hadiseler karşısında toplumun duyarlı olması, bilim insanlarının da çözüm önerileri üretmesi bir zorunluluktur.
Ayrıca sağlık çalışanlarına uygulanan şiddeti de kınıyorum. Hangi gerekçeyle olursa olsun, kime karşı uygulanırsa uygulansın şiddetin her türlüsünü lanetliyorum, kınıyorum. Bu vesileyle geçen dönem kaybettiğimiz arkadaşımız Dr. Ersin Arslan’ı bir kez daha saygıyla anmak istiyorum. Biz, bilimsel olarak gelişirken, ekonomik olarak güçlenirken, Hoca Ahmet Yesevî’den Yunus Emre’ye, Mevlânâ’ya, Pir Sultan’a, Hacı Bektaş-ı Veli’ye uzanan sevgi ve hoşgörü iklimini de korumalı ve geliştirmeliyiz. Öğretim Üyelerinin özlük hakları konusunda mutlaka iyileştirmeler yapılması hususunu da dikkatinize arz etmek istiyorum. Bilim merkezinin yapımı konusunda da Sayın Enerji Bakanımızın katkılarını da özellikle arz ediyorum.
Sayın Bakanlarım, Değerli Misafirler,
Konuşmamın sonunda kardeş kavgalarının yaşanmadığı, barışın ve sevginin egemen olduğu bir dünya diliyorum. Tıpkı Mozart’ın 9. senfonisi gibi söz konusu müktesebatın üzerinde Osmanlı medeniyetini inşa etmiş ve daha sonra da yok olmak üzere iken küllerinden yeniden doğup Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’le Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti olmuştur. İşte namütenahi bu güzel ülkede, bu güzel ülkede, bu güzel toprakların her yerindeki biz bütün vatandaşlar elele gönül gönüle müreffeh bir şekilde yaşamayı hak ediyoruz ve inşallah ilelebet yaşayacağız.
Bütün bu çalışmalarımızda bize yürekten ve samimi destek veren başta Sayın Valimize yürekten teşekkür ediyorum. Sayın Belediye Başkanımıza her türlü işbirliği ve yardımı için yürekten teşekkür ediyorum. Sayın ilçe kaymakamlarımıza, ticaret ve sanayi odası Başkanlarımıza her türlü işbirlikleri ve yardımları için yürekten teşekkür ediyorum. Sayın Devlet erkanına ve diğer kurumların temsilcilerine gerçekleştirdikleri güzel işbirlikleri için yürekten teşekkür ediyorum. Sivil toplum kuruluşları ile çok güzel ilişkilerimiz var ve daha da güzel olacak, onlara da yürekten teşekkür ediyorum. Ayrıca ilçe belediye başkanlarımızla da çok güzel işbirliklerimiz var, onlara da teşekkür ediyorum.
Sayın vekillerim her konuda bizim arkamızda durdular problemlerimiz çözümü için koşturdular her türlü problemlerimizde üniversitemizin derdi ilke ilgilendiler, yardımcı oldular, onlara da yürekten teşekkür ediyorum ve önümüzdeki süreçte de artan miktarlar da katkılarını elbette bekliyor ve şimdiden teşekkürlerimi tekrar ediyorum.
“Her gün bir yerden göçmek ne iyi,
Her gün bir yere konmak ne güzel,
Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş,
Dünle beraber gitti cancağızım
Ne söz varsa düne ait
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım”
Mevlana Celalettin Rumi