Üniversitemiz Fen Edebiyat Fakültesi Ömer Asım Aksoy Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen 2. Uluslararası Çukurova Sanat Günleri’nin konuğu yazar Latife Tekin “Biz Kadınlar Dünyanın Kız Kardeşleriyiz” başlığı altında, kadın ve erkek arasındaki yüzyıllardır süregelen iktidar mücadelesine farklı bir pencereden baktı.
Latife Tekin, “Hiçbir destan, masal, dağları eritmiş kadınlardan söz etmiyor, kadınlar doğaya ilişmediler, dünyanın kız kardeşi olarak yaşaya geldiler. Ormanları baltalayıp, ırmakların yerini değiştirmeye kalkışmadılar. Erkekler ise doğaya saldıran, savaşlar yapan canlılardır” diyerek, kadınların bundan 4-5 bin yıl öncesine kadar dünyayı yönettiklerini ancak hakimiyetlerini erkeklere kaptırdıklarını söyledi.
Tekin, “En büyük göç kadınların iç dünyasına yaptıkları göçtür. Kadınların küresel ısınma konusuna el koyması gerekiyor. Kadınların parlamentodaki yerinin artması gerekli. Kadınlar başka bir dil kullanarak bu dünyanın gidişatını değiştirmeliler” şeklinde konuştu.
“Son kitabım, içimde uyanan koca karı “Muinar”, erkekleri dünya suçlusu ilan ediyor, topraktan hayat fışkırıyor, bitkiler ve hayvanlar canlı, biz insanlar canlıyız, ama toprak cansızdır diyoruz; su, hayat kaynağımız, ama su cansızdır, suyun içindeki balıklar canlıdır diyoruz. Su acıyı bilmez, kayalar çığlık atmaz, içi sızlamaz dağların…” diyen yazarımız, “hayatı canlı ve cansız diye bölüp, canlıdan yana vicdan tesis etmiş olanlar, aletler yaparak doğaya saldırmış olan, önce diğer canlıları daha sonra da kadını hakimiyeti altına alan erkeklerdir” dedi.
Erkeklerin dışarıda kadınların da evde hakimiyet kurduğunu söyleyen yazar, “Babam evden çıktığında annem evin kapısını öperdi. Bunun ne anlama geldiğini sonraları öğrendim. Bu annemin evdeki iktidarının bir göstergesiydi” diyerek, kadınların evde çocuklarıyla birlikte sağlam bir iktidar kurduklarını ifade etti.
Geleneksel kadın kültüründe sadece aşka izin vardır. Erkek aşık olduğunda kadının tarafına geçer. Kadın aşka doymaz daha fazlasını ister. Aşk, erkeği ve kadını eşit duruma getirir.