Uluslararası Çukurova Sanat Günleri kapsamında, Üniversitemiz Ömer Asım Aksoy Konferans Salonu’nda yapılan söyleşide, Yazar Adnan Gül “Şair, Şiir ve Şehir” konulu konuşmasıyla katılımcıları şair ve şehir arasında oluşan bağdan ve bunun şiire yansımaları konusunda bilgilendirdi.
Gül, Şehirlerinde insanlar gibi duygusal yanlarının olduğunu; İnsanların gözünden şehirleri, şehrin gözünden insanları gördüğünü belirterek, her şairin şehirlerin görünmeyen özelliklerini fark edemeyeceğini kaydetti.
Türkiye’de kendini ifade edebilen kentlerin yer altı kentleri olduğunu belirten Gül, “Şairin gözünde iki türlü şehir vardır. Biri yer altı diğeri yer üstüdür. Türkiye’de kendini anlatan, ifade edebilen kentler yer altı kentleridir. En güzel örneği de Adana’dır. Adana’da şair şehrin dilinden anlamakta, şehri fark edebilmektedir. Yer altı şehirleri, yer üstünde var olan egemen anlayışını benimsemezler. Kendi kurallarını kendileri koyar, kendi dillerinden konuşurlar” şeklinde konuştu.
Klasik şiirin kırsal kesimde, modern şiirin ise kentlerde yaşadığını belirten Gül, “Şiir şehrini aramaktadır. Şiir doğal zeminini yitirmiştir. Şuan şiir başka bir zeminde var olmaya çalışıyor. Buna yozlaşma ya da yabancılaşma diyemeyiz, bunlar modernizmin etkisi. Ama değişim ve gelişimin olmaması da çok kötü bir durum. Şiir işte bu noktada şehrin sokaklarında kaybolmuştur diyebiliriz. Kapitalizmin hayatta kalabilmesi için süslenmiş en güzel araç şehirlerdir. Şiirlerinde anlatabileceği en güzel şey şehirlerdir. Bu noktada artık şiirler kapitalizme kucak açmaktadır” diye konuştu.