Gaziantep Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Toplantı Salonu’nda, Milli Prodüktivite Merkezi Bölge Müdürü Mustafa Balaban tarafından, “Verimlilik Kavramı” konulu söyleşi yapıldı.
Meslek Yüksekokul öğrencilerinin sanayide kilit noktalarda, özellikle koordinasyon noktası dediğimiz alanlarda mühendislerle idareciler arasındaki işletmecilerin bel kemiği olarak noktalarda görev aldığını söyleyen Mustafa Balaban, “İşletme demek üretim demek, üretim aynı zamanda verimliliğin ana arteli demektir. Tüketimden, üretime, çevre verimliliğinden, zamanı kullanmaya hatta performans arttırıcı tedbirlere kadar kısacısı, hayatımızın her anında verimlilik kavramı karşımıza çıkmaktadır” dedi.
Balaban, “Verimlilik çok sık kullandığımız bir kavram. Bu kavram sosyal hayatta, gündelik hayatta sürekli kullandığımız bir ifadedir. İşçilere için daha çok ücret, işverenlere daha çok kâr, devlete daha çok vergi havuzunu oluşturan verimlilik, iç ve dış pazarlarda rekabet eden bir işletmenin kalite, satış sonrası hizmetler ile imaj gibi konular arasında seçkin bir yer tutar. Bir işletme ürettiği mallara yönelik talepleri sürekli kılabilmek ve böylece pazarlarda tutunabilmek için ürün fiyatını düşük tutmak, ürün kalitesini yükseltmek, satış sonrasında geliştirdiği hizmetleri geliştirmek ve imaj yaratmak için olduğu kadar verimlilik düzeyini yükseltmek için de savaş vermek durumundadır” şeklinde konuştu.
Verimliliği yükseltmek için eldeki emek, sermaye ve toprak gibi kaynaklardan, eskisine göre daha çok ürün elde etmekle mümkün olacağını söyleyen Balaban, “Verimlilik artışları, bireylerin yaşam koşullarını derinden etkileyen sayılı değişkenlerden biridir. Genel olarak toplumu oluşturan bireylerden hiçbirinin gelirini azaltmadan en azından bir kişinin gelirini yükseltebilmek büyük oranda verimlilik artışlarına bağlıdır. Toplum içerisindeki insanın yaşam kalitesinin yükseltilebilmesi, tüketimi ya da gelirini arttırabilmenin yolu verimlilik kavramından ya da verimlilik artışından geçmektedir” dedi.
Verimliliğin farklı kişilere göre farklı anlamlar ifade ettiğini söyleyn Balaban, “Genel olarak toplumdaki yaygın inanç, işçiler yönünden ücret karşılığı olmasızın daha çok çalışmak gibi düşünce, işçi tarafından ürküntü ile karşılanır. İşçide çok fazla çalışacağım ama az ücret alacağım düşüncesi hakimdir. İşveren yönünden, kârlılıkta bir yükselme olarak değerlendirilirken, hükümet yönünden vergilerdeki artış diye düşünülebilmektedir” diye konuştu.