Gaziantep Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi ile Sosyal Bilimler Araştırmaları Derneği tarafından “Hukuk ve İktisat Forumu” kapsamında, Üniversitemiz İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Konferans Salonu’nda, “Suç Ekonomisi” konulu panel düzenlendi.
Panelin açılışında konuşan Gaziantep Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Akan, iktisadın sosyal bir bilim olduğunu, bireyi ve topulumu ilgilendiren her konunun iktisadın alanına girdiğini belirtti. Akan, panelin düzenlenmesinde emeği geçen herkese teşekkür etti.
Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Coşkun Can Aktan’ın başkanlığında gerçekleşen panele; Üniversitemiz İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyeleri Yrd. Doç. Dr. A. Atilla Uğur, Yrd. Doç. Dr. Rüstem Yanar, Zirve Üniversitesi Öğr. Gör. Mehmet Akif Barış konuşmacı olarak katıldı.
Kara para aklanması hakkında bilgi veren Gaziantep Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. A. Atilla Uğur, kara para teriminin köken olarak 1920’li yılların ABD’sine uzandığını belirtti. Kara para aklanmasının yerleştirme, ayrıştırma ve bütünleştirme olmak üzere üç aşaması olduğunu vurgulayan Uğur, kara para aklanma yöntemlerinin ülkeden ülkeye finansal araçların çeşitliliğine bağlı olarak değişebileceğini ifade etti.
Bankacılık suçlarını anlatan Gaziantep Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Rüstem Yanar, son yirmi yılda gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin çoğunda bankacılık sektöründen kaynaklanan finansal krizlerin yaşandığını söyledi. Küresel krizin büyük ölçüde bankacılık sektöründen kaynaklandığına dikkat çeken Yanar, bankacılık sektörünün krizlerin kırılganlığını artırdığını kaydetti. Bankaların bir ticaret şirketi olarak hareket ettiklerini belirten Yanar, bankacılık suçlarının sadece bankayı değil, bütün ekonomiyi ilgilendirdiğini vurguladı.
Bilişim suçları ve kamu kurumlarında bilgi güvenliği hakkında bilgi veren Zirve Üniversitesi Öğr. Gör. Mehmet Akif Barış, bilişim suçlarının bilgi ve teknolojinin birlikte kullanılmasıyla ortaya çıkan suçlar olduğunu belirtti. Kurumların bilişim teknolojilerini kullanım oranlarının giderek arttığını söyleyen Barış, kurumların bu suçlara yönelik engellemeler için birtakım önlemler alması gerektiğini kaydetti. Kurumlar için en kritik varlığın bilgi olduğunu ifade eden Barış, bilgi güvenliğinin kurumun türüne göre ilkelerini ve politikalarını belirlediğini vurguladı. Barış, bilişim suçlarının tespitinde hafıza kartları, net work gibi parçaların delil olarak kullanıldığına dikkat çekti.