Gaziantep Üniversitesi Atatürkçü Düşünce Topluluğu üyeleri Gülcan Yavuz ve Anıl Oymacı tarafından Üniversitemiz Cep Sineması’nda “Türk Milliyetçiliği” konusunda aydınlanma günü gerçekleştirildi.
Anıl Oymacı ve Gülcan Yavuz konuşmalarında Milliyetçilik kavramının tarihsel gelişimine, batıdaki milliyetçilik anlayışıyla Türk toplumundaki milliyetçilik anlayışının gelişim süreci içerisindeki farklarına ve Kemalizm’in milliyetçilik anlayışına değindiler.
“Fransız ihtilalinden sonra yayılan milliyetçilik akımıyla beraber imparatorluklar dağılıp yerine milli devletler kurulmuştur” diyen Gülcan Yavuz, “Çağımız, her ne kadar yok edilmeye çalışılsa da, milli devletler devridir. Avrupa’da sermaye birikimi ile krallarla birlikte feodaliteyi haklayan burjuva, yeni iç pazarında hakimiyetini sağlamak için zorunlu olarak merkezi bir üst yapı oluşturmuştur. Şark’ın ilk ulusal kurtuluş savaşını veren milletimizde ise milliyetçiliğin alt yapısı batıdakinden tamamen farklı gelişmiştir! Osmanlı toplumunda gelişen bir burjuva sınıfı, Osmanlı devletinin feodal yapısını kırıp milli bir devlet kurmamıştır! Bu milli devlet batı’ya karşı verilen ulusal onur, ulusal bilinç ve en önemlisi antiemperyalist bilinç ile yoğrularak kurulmuştur” şeklinde konuştu.
“Kemalizm’in milliyetçilik anlayışı, bir yandan ulusal bağımsızlığın sağlanması, öte yandan da çağdaşlaşma gereksinimlerini karşılamaya yönelik ideolojik bir öğedir” diye konuşan Anıl Oymacı, “Kemalist milliyetçilik anlayışının dışa yönelik hedefi, çağdaş uluslar topluluğunun eşit haklara sahip bir üyesi olmaktır. Sadece siyasal bağımsızlıkla yetinmeyen, ekonomik bağımsızlığı da içeren bir tam bağımsızlık, bu hedefin ayrılmaz bir parçasıdır” ifadesinde bulundu.
Kemalist milliyetçiliğin içe yönelik hedefinin çağdaş bir ulus yaratmak olduğunu söyleyen Oymacı, “Bu ulus, ne ırkçı ne de ümmetçi bir anlayışı yansıtmaktadır. Atatürk’e göre ulus, ne din ne de ırk temeline dayanır; ulusu yaratan temel öğe, ortak tarih, o ortak tarihin ürünü ortak dil ve sonuç olarak ortak kültürdür. Eğer ırkçı bir tutumu olsaydı ‘Ne mutlu Türk’üm diyene’ değil ‘Ne mutlu Türk olana’ derdi. O’nun için Türk, Anadolu toprakları üzerinde kederde, kıvançta dayanışma içinde olan insanların adıdır. Orta Asya’daki Türk o milliyetçilik çerçevesinde yer almazken, Anadolu’nun tüm insanları, etnik kökenine bakılmaksızın ulusun bir parçası sayılmaktadır. İşte bu bakış açısıyla da Kemalizm’in Milliyetçilik anlayışı Turancılık anlayışından farklıdır” diye konuştu.