İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin kabulünün 6l. yılı nedeniyle Üniversitemiz İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Konferans Salonu’nda Panel düzenlendi.
Gaziantep Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Akan’ın başkanlık yaptığı panelde; Gaziantep Barosu Başkanı Av. Aziz CANATAR ”Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Işığında İnsan Hakları”, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Bayram Özbey, ”İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ve 1982 Anayasasındaki Hak ve Özgürlüklere Yansıması”, Gaziantep Polis Meslek Yüksekokulu’ndan, Dr. Ali KUYAKSİL” ise “Tarihi Süreç: İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinin Kabulü ve İçeriği” konularında bilgi verdiler.
Panel başkanı Prof. Dr. Yusuf Akan, İnsan haklarının, insanın doğası gereği, onurlu bir şekilde yaşamını sürdürebilmesi, kişiliğini koruması ve geliştirebilmesi için vazgeçilmez olan hak ve özgürlüklerin bütünü olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Akan, “İnsan hakları olarak kabul edilen hak ve özgürlükler, her insanın sırf insan olması nedeniyle ve insanlık onurun gereği olarak sahip olması gereken haklardır. Bir toplumda insan haklarının yerleşmesi ve korunması Anayasal ve yasal düzenlemeler kadar ve belki de ondan daha önemlisi o toplumda belli ilke ve değer yargılarının hakim olmasına, bireylerin bencillikten uzak, saygılı ve özverili olmalarını sağlayacak kültürel birikime sahip olmalarına bağlıdır” şeklinde konuştu.
“Bugün insan hakları olarak dile getirilen insani değerler yalnız batının değil tüm insanların ortak medeniyet tarihinin ortaya çıkardığı ortak değerlerdir” diyen, Dr. Ali Kuyaksil,”Geçmişimize uygun düşen bu değerlere sırt çevirmemeliyiz. Sahip çıkarak bütün insanlık ailesinin yararlanmasına çalışmalıyız. Bazı develerin veya kesimlerin kendi politik çıkarları için bu değerleri kullanmış olmaları bu değerleri gözümüzden düşürmemelidir. Kötüye kullananları gözümüzden düşürmeliyiz” diye konuştu.
Yrd. Doç. Dr. Bayram Özbey, “Birinci dünya savaşından önce insan hakları devletlerin kendi iç meselesi olarak görülmüş fakat birinci ve ikinci dünya savaşından sonra bu konu uluslar arası bir konu haline gelmiştir. Birleşmiş Milletler, Avrupa İnsan Hakları, Avrupa Konseyi gibi uluslar arası örgütler bu konularda düzenlemeler yapmaya başladılar. Cumhuriyet sonrasında ise Ulu Önder Atatürk’ün ulusunun önüne koyduğu muassır medeniyetler seviyesine çıkma hedefi doğrultusunda bu çalışmalar daha da hızlanmıştır. Bu hedef doğrultusunda Avrupa’nın gelişmesinde önemli katkısı olan bilimsel, teknolojik, kültürel değerlerin ülkemizde de uygulanmasına büyük önem verilmiştir. Bu değerlerin başında ise her insanın bir takım hak ve özgürlüklere sahip olması düşüncesi gelmektedir” ifadesinde bulundu.
Gaziantep Barosu Başkanı Av. Aziz CANATAR, 1961 Anayasası’nın hak ve özgürlükler bakımından geniş haklar tanıdığını söyledi. Canatar, “12 Eylül’den sonra ise bu hak ve özgürlüklere tepki olarak sınırlamalar getirildi. 82 Anayasası demokratik, hukuk devletine, Avrupa İnsan Hakları sözleşmesine, uluslar arası sözleşmeler bağlamında yan yana konduğunda iç açıcı bir anayasa değildir. Bu bir tepki anayasasıdır, üzerinde duruluyor ve düzeltilemedi” diyerek, “Demokraside insan haklarına saygı gösterildiği zaman toplumda güven duygusu daha da artar ve daha rahat nefes alır. Sosyal ve ekonomik bakımdan çok daha rahat gelişir” diye konuştu.
Panelin sonunda panelistlere hediye takdim eden Üniversitemiz Rektör Danışmanı Prof. Dr. Mehmet Özaslan, “Biz kim olursan ol, gel. Ne olursan ol, gel. Kırk defa tövbe etmiş dahi olsan gel diyen Hz. Mevlana’nın torunlarıyız. İnsan hakları beyannamesinin 200 küsur yıllık bir geçmişi var. Ama Hz. Mevlana’nın 600 yıllık bir geçmişi var. Özgürlükler bağlamında Hz. Ali’nin, Hz. Muhammed’in Veda Hudbesinden, Oğuz Kaan’ın Veda Mektubu’ndan da bahsetmek gerekir. Oğuz Kaan, ‘yaşadığın yerdeki toprağa saygılı ol. Çünkü oradan çıkan otu yiyorsun. Çünkü oradan çıkan otla beslenen hayvana binip ülkeler fethediyorsun. Siz bu kültürden gelen insanların torunu değil misiniz? demişti” diyerek, Türk geleneğinde hak ve özgürlüklerin geçmişinin daha da eskilere dayandığını söyledi.