T.C. Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı SODES (Sosyal Destek) Programı kapsamında, Gaziantep Üniversitesi Uluslararası Ticaret ve Lojistik bölümü tarafından yürütülen “Kültür Atölyesi” projesinin en önemli durak noktalarından biri olarak planlanan “GENÇLİK ve SANAT” konulu panel; Devlet Sanatçısı Prof. Dr. Devrim ERBİL, Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurullah ÇETİN ve Gaziantep Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet MUTAF’ ın katılımlarıyla Gaziantep Ticaret Odası konferans salonunda gerçekleştirildi.
Panelin başkanlığını yapan Prof. Dr. Mehmet Mutaf, projenin başlangıcından itibaren ortaöğretim çağındaki öğrencilerin kendilerini geliştirmeleri için “Müzik Atölyesi” ve “Resim Atölyesi” adı altında eğitimler verildiğini ve birçok gencin kendini geliştirmesine katkı sağlanmasının hedeflendiğini söyledi.
“Başarıya giden yolda ne olmak isterseniz isteyin özgüven sahibi olmanız gerekir” diyen Prof. Dr. Mutaf, “Özgüven içi boş bir iddia olmamalı. En çok benim öz güvenim var, en çok ben kendime güvenirim gibi düşünceye kapılmamalıyız. Özgüvenin içi dolu olmalı. Müzikten önceki eğilimimde resim vardı. Resmi şuanda plastik cerrahide, ameliyatlarımın tekniklerini dünyaya makale olarak duyururken kullanıyorum. Yine ameliyat planlamasının bir parçası olarak hastalarımın resimlerini, heykellerini yapıyorum. Resme olan eğilimim zamanında eğitimle pekiştirilebilseydi mesleğimde daha da başarılı olurdum. Sanata başladığım zaman ilk yaptığım resimlerde hep kendi çevremi, kendi mahallemi, doğup büyüdüğüm mekânları resmettim. Müzik yapma şansı bulduğumda da, kendimi, sizleri, Gaziantep’i, abimi içeren şarkılar yaptım. Severek yapılan her şey size aittir ve başarılı olursunuz. Sevmeden yapılan meslekler mutsuzluk getirir, başarısızlık getirir. Size uymadığını hissettiğiniz her şeye yüksek sesle hayır demeyi becerin” diyerek doğanıza uygun olmayan hiçbir şeyi yapmayın dedi.
“Gaziantep mozaik sanatının merkezi olacaktır” diyen Devlet Sanatçısı Prof. Dr. Devrim ERBİL, “Zeugma’dan bin 500 parça eserin kurtarıldığını, bunlardan 500 parçasının sergilendiğini öğrendim. Yeni yapılan Zeugma Müzesi’nde çok daha fazla parça eser sergilenecek ama yine bunlar da yetmeyecek, yeni kazılarla yeni yeni buluntular, Gaziantep’in dünya kültür ve sanatı içerisinde mozaik cenneti olarak tanımaya yol açacak. Sadece geçmişteki tarihin derinliklerinden gelen o mozaikler belki Gaziantep’e bir saygınlık kazandıracak ama gelen binler, on binlerce kişi gelecek ve diyecekler ki, çağdaş Türkiye’nin ve Gaziantep’in çağdaş sanatçıları neler yapıyorlar. Bunun için Gaziantep’te gelecek günlerde bir çağdaş sanatlar müzesini hatta çağdaş mozaik sanatçıları müzesinin kurulmasını öneriyorum. Böylece tarihin derinliklerinden gelen eserlere büyük saygı duyan insanlar, Roma mozaiklerinden sonra çağdaş Türk sanatçılarının da eserlerini de bir arada görmekten büyük bir zevk duyacak ve bu Gaziantep’e büyük bir onur kazandıracak” diye konuştu.
“Gençlik insan hayatının en kritik dönemidir” diyen, Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurullah ÇETİN, “Çocukluktan gençliğe geçiş döneminin insan gelişiminde hayati bir öneme sahiptir. Çocukluk döneminde dünyayla, nesnelerle temasa geçtiğimizde daha çok somut tanımlamalar yaparız. İçerisinde bulunduğumuz var olan nesneleri, olguları, olayları tanımlarken onları birebir somut ilişkileriyle algılarız. Güneşi güneş, ağacı ağaç olarak algılarız. Bu somutlamaya dayalı bir ilişki biçimi çocukluk çağımızda çevremizi, dünyayı algılama sürecidir. Fakat gençlik dönemine girdikten sonra bu süreç içerisinde somutluk aşamasından çıkar, soyutlamaya başlarız. Artık varlıkların, nesnelerin, olayların görünen fiziksel özellikleri bize yetmez olur. Bunlar soyut, manevi değerler olarak, ön plana çıkmaya başlar ve bunları merak ederiz. Dolayısıyla sanat bir soyutlamadır. Görünen ve görünmeyen bütün zenginliklerin, nesnel olayların ikinci aşamada derinliğine varma sürecidir. İnsanın sürekli bir arayış içerisinde olduğu bir dönemdir” şeklinde konuştu.