Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Türk Musikisi Devlet Konservatuarı tarafından kültür ve sanat günleri kapsamında hazırlanan “Türk Müziği ve Türk Halk Dansları” adlı panel GAÜN Fen Edebiyat Fakültesi Ömer Asım Aksoy Konferans Salonunda gerçekleştirildi.
Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Müzik Eğitimi Anabilim Dalı Öğr. Üyesi Doç. Dr. Türker Eroğlu’nun başkanlığını yaptığı panele; Haliç Üniversitesi Türk Musikisi Sanatta Yeterlilik Bölümü Sanatçı Öğr. Gör. Fahri Doktor Dr. Yücel Paşmakçı, GAÜN Türk Musikisi Devlet Konservatuarı Sanatçı Öğr. Elm. Dr. Savaş Ekici ve İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Müziği Devlet Konservatuarı Müzik Teorisi Bölümü Öğr. Üyesi Yrd. Doç. Dr. Göktan Ay panelist olarak katıldı.
Panelin açılışında konuşan Türk Musikisi Devlet Konservatuarı Müdürü Öğr. Gör. Dr. Hakan Tatyüz, panelde kendi alanında uzman konuşmacılar tarafından yapılacak sunumların çok faydalı ve verimli olacağını söyledi.
Müziğin insanın özgürlük alanı olduğunu belirten Gazi Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Müzik Eğitimi Anabilim Dalı Öğr. Üyesi Doç. Dr. Türker Eroğlu, soyut bir kavram olan müziği bir kalıba yerleştirmek ve onun üzerinde çalışmanın son derece zor olduğunu söyledi.
Doç. Dr. Eroğlu, “İnsanoğlu dünyaya geldikten sonra yerküre üzerinde bir takım şeyleri taklit etmiş ve müdahale etmek, dokunmak istemiş. Biz dokunarak sevmeyi tercih eder, birbirimize sarılır, çocukları severiz. Kültür yapımız farklıdır. Kendimize göre bir sistem oluşturmuşuz. Müzik dediğimiz soyut bir alan. İnsanoğlu sese hükmetme, dokunma adına müzikle ilgili faaliyetler başlamıştır.”
Haliç Üniversitesi Türk Musikisi Sanatta Yeterlilik Bölümü Sanatçı Öğr. Gör. Dr. Yücel Paşmakçı: “Türk Müziği ve Türk Halk Dansları konusunda bugüne kadar alınan neticeler iyi. Çok değerli sanatçılar, akademisyenler yetişti. Daha neler yapılır konusunda bir araya gelip fikir birliği yapmakta fayda vardır. Eğitime dönük, bugüne kadar kırk yıllık bir konservatuar geçmişimiz var. İstanbul Teknik Üniversitesi Konservatuarı 1975’te kuruldu. Aradan kırk yıl geçti. Birçok öğrenci, akademisyen ve sanatçı yetişti. Bir tedrisat birliği beraberliği içerisinde birçok konservatuarlar açıldı. Bugüne kadar neler yapıyoruz ortaya koyalım. Eksiğimiz nedir onu görelim. Buna göre bir yol çizmemiz gerekiyor” diye konuştu.
Gaziantep Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuarı olarak bilimsel olan bilgileri alıp kullanarak, çözüm üretip mesela çalgılı metotlar ve müfredat konusunda kullanmaya başladıklarını ifade eden GAÜN Türk Musikisi Devlet Konservatuarı Sanatçı Öğr. Elm. Dr. Savaş Ekici, “Yakın çevremdeki arkadaşlarıma ne olur metot yazın diyorum. Bağlama metodu yazılması lazım. Bağlamayı Türk halk çalgıları içinde en yaygın olanı olduğu için örnek veriyorum. Büyük bir çoğunluğu bence metot değil çünkü metodun ne olduğunu bilmiyoruz. Artık tartışmayalım eser üretip onu konuşalım” dedi.
Her meslekte olan insanların mutlaka bir sanat dalıyla ilgilenmesi gerektiğini söyleyen İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Müziği Devlet Konservatuarı Müzik Teorisi Bölümü Öğr. Üyesi Yrd. Doç. Dr. Göktan Ay konuşmasını şöyle sürdürdü: “İnsanlar artık zaman bulamıyor. Sanattan ve sosyalleşmekten uzaklaşmaya başlıyorlar. Diğer önemli bir konu usta-çırak ilişkisi çok önemli bir arkadaşın sadece derslerde çok iyi saz çalması yeterli değil. O sazı en iyi çalan, türküyü en iyi okuyan kişiyle randevulaşıp karşılıklı meşk etmesi lazım. Müzikte kalite diye bir şey vardır. Oturuş, duruş, konuşma sahnede iki kelime konuşuyorsun yanlış yaptığın zaman bitmiştir. Türkü, şarkı söylüyoruz fakat anlamını bilmiyoruz. Türkülerin sözlerinin anlamını bilirseniz eğer mimikleriniz, tarzınız, üslubunuz daha güzel olacaktır”