Gaziantepli Yazar Ahmet Ümit tarafından, Üniversitemiz Atatürk Kültür Merkezi’nde, “Mevlana’nın Sırları” konulu söyleşi düzenlendi. Söyleşiye Üniversitemiz Rektör Danışmanı Prof. Dr. Cahit Bağcı’nın yanı sıra çok sayıda öğretim elamanı ve öğrenci katıldı.
Tasavvufta teslimiyet olduğunu söyleyen Ahmet Ümit, aşkı öğrenmek için sonsuz bir teslimiyet gerektiğini söyledi.Ümit, “Mevlana aşkı öğrenmek için Şems’e sonsuz bir teslimiyet içinde davranır. Nereye kadar? Seven ve sevilen kendisi oluncaya kadar. Tanrı’nın sevgiliye ihtiyacı yok. Hepimizin, bizlerin sevgiliye ihtiyacı var. Hem seven hem sevilen, hem aşık hem maşuk olan Tanrı’dır. Ama seven ve sevilen, aşık ile maşuk oluncaya kadar bu yoldan geçmek gerekir. İşte, Mevlana’nın Şems’te bulduğu şey aralarındaki ilişki budur. Tanrı’ya ulaşma yoludur. Çünkü Tanrı yaradılış teorisine göre Hazreti Adem’i yaratırken burnuna yaşam nefesi üfledi ve Tanrı’dan bir parça da Adem’in ruhuna karıştı. İşte o parça hepimizin içinde var, Tanrısal öz. Ama çıkar ilişkilerimiz, egomuzun yüksekliği o kadar kötü ki. Eğer bunu kaldırabilirsek, işte o içimizdeki Tanrısal öz ortaya çıkar ve biz Tanrının bir parçası oluruz. İşte Tanrı’nın bize üflediği yaşam nefesinin diğer kalan parçasını özlüyoruz” diyerek, Mevlana’nın Şems aracılığıyla Tanrıya ulaşmak, tanrının bir parçası olmak istemiştir ifadesinde bulundu.
Kitaplarımda okuyucuya yol gösterici olmaya çalıştığını söyleyen Ümit, “Bu kitabımda da tasavvufu anlatmıyorum. Kitaplarımda asla bir hükümde bulunmam. Bir tasavvufcu olmadığım için oradan bakmıyorum. Ayrıca, tasavvufu anlatan, öven, doğru olduğunu söyleyen bir roman yazmanın doğru olduğuna da inanmıyorum. Çünkü romanın ve sanatın doğasına ters düşer. İyi bir roman, yargılar ötesi hükümlerde bulunan değildir. Farklı görüşleri bir arada sunup, okurun bu konuda farklı okumalar yapmasını sağlayandır. Benim tarzım budur. Kitaplarımda mümkün olduğu kadar, ders veren, anlatan biri olarak değil merak uyandıran biri olarak yaklaşıyorum” diyerek, beni bu ülkedeki kültürler etkiliyor, bilgilendiriyor şeklinde konuştu.
Kültürlerin hepsini anlatmanın ya da savunmanın mümkün olmadığını söyleyen Ümit, “Sadece bunlar hakkında merak uyandırmaya çalışıyorum. Benim için gurur odur. Patasana romanımı yazdıktan sonra arkeologlar beni arkeolog olarak seçtiler çünkü arkeoloji bölümüne sayı çok artmış. Bu kitabı yazdıktan sonra da Konya belediye başkanı beni aradı. Mevlana ile ilgili ziyaretler artmış. Farklı görüşleri olduğu gibi anlatmaya çalışırım. Yargılamak, hüküm vermek, bu budur demeyi sanatçı olarak sanatın sağlığı açısından bir yöntem olarak doğru bulmam” diye konuştu.
Konferansın sonunda Üniversitemiz Rektör Danışmanı Prof. Dr. Cahit Bağcı tarafından Gaziantepli Yazar Ahmet Ümit’e hediye takdim edildi. Ahmet Ümit söyleşi sonrasında “Bab-ı Esrarı” adlı son kitabını imzaladı.