Gaziantep Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Konferans Salonu’nda, Bilimsel Araştırmalar Kulübü öğrencileri tarafından, “Bilim Kutsal Bir İnek midir? Bilim Düşüncesi Üzerine Notlar” konulu konferans düzenlendi.
Konferansa konuşmacı olarak katılan Üniversitemiz Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haluk Savaş, Hintlilerin ineğe kutsallık verdiğini söyledi. Eflatun’un epistemolojisinde bilimsel bilgiyi küçümsediğini belirten Savaş, “Eflatun’a göre bilgi hakiki doğru değildir ve sadece mağarada duvara vuran ışıklardır. Onun için önemli olan şekillerin bilgisidir ve bunlar evrenin ahlaki ve metafiziği yapısını tanımlayan soyut var oluşlardır” şeklinde konuştu.
Bilimin görevinin gerçekleri biriktirmek olduğunu vurgulayan Savaş, bilimsel bilginin öncelikli olarak bazı pratik ve toplumsal sorunları çözdüğünü söyledi. Aristo’nun modern bilimin kurulmasında çok ciddi rolü olduğunu belirten Savaş, Miletli Tales’i de felsefe, bilim ve matematiğin babası olarak nitelendirdi.
Newton, Bacon, Galileo’nun bilim üzerine düşüncülerini anlatan Savaş, “Newton’a göre, doğanın doğru dili matematiktir. Gözlem dünyası matematiksel bir şekilde kodlanabilir. Bacon, dünyanın nasıl işlediğini görmek için ön yargılara değil gerçeklere bakılması gerektiğini savunur. Galileo ise, ‘Ölçülebilenleri ölçün, ölçülemeyenleri ölçülebilir hale getirin’ der” şeklinde konuştu.
Poper’in yanlışlanabilirlik üzerine düşüncelerini söyleyen Savaş, “Poper’e göre, tümevarım ilkesinin geçersizliği nedeniyle kuramlar hiçbir zaman deneysel olarak doğrulanmaz. Ama yanlışlanabilir. O halde bir teorinin bilimsel olabilmesi için yanlışlanabilir olması gerekir. En iyi kuram ‘Zamana bağlı olarak yanlışlanabilir, çürütülebilir kuramdır’ denilmiştir” ifadesinde bulundu.
Bilimde bazı önemli noktalara dikkat çeken Savaş, “Anekdotlar bilim değildir. Sadece bilimsel bir dil, bilimsel, kalın harflerle yazılmış cümleler gerçek anlamına gelmez. Bilimde rivayetler gerçeğe eşit değildir. Bilim adamlarını sürükleyen en temel güç merak duygusudur. En önemli sermayesinden biri, çocukça ilgileri ve araştırma dürtüleridir. Bizler bilim adamı olarak devletin bize ayırdığı kaynağı en iyi şekilde kullanmalıyız. Bilim adamı gerçekten toplumun kısa veya uzun vadede yararına olacaksa, O’nun için kaynak temini ve gayret sarf etme yoluna girmelidir. Türkiye dünyada en çok bilim üreten 20 ülkenin içersinde yer almaktadır” diye konuştu.