Gaziantep Üniversitesi Ömer Asım Aksoy Konferans Salonu’nda, Fen – Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Yunus Emre Tansü tarafından, “Nevruz” konulu konferans verildi.
Nevruz’un yeni gün bayramı olduğunu söyleyen Tansü, Türklerin 5 bin yıla yakın bir süredir bayramı kutladığını ve Türkler için çok önemli bir gün olduğunu belirtti. 21 Mart tarihinin geceyle gündüzün eşit ve yazın başladığı bir gün olarak kabul edildiğini vurgulayan Tansü, bu nedenle bu bayramın büyük bir coşku içerisinde kutlandığını kaydetti.
Tansü, “Toplumlar baharın ilk gününü büyük bir sevinçle karşılar. İnsanlar önemli saydıkları günleri 21 Mart tarihine denk getirmeye çalışmıştır. Çünkü insanlar Nevruz da eğlenceler düzenleyerek baharın gelişini coşkulu bir şekilde kutlamak isterler. Kimi Müslüman toplumlarda Hz. Ali’nin doğduğu gün olarak bugün kabul edilmiştir” şeklinde konuştu.
Nevruz’un sadece bir topluluğun bir gününe ait olmasından çok, birçok topluluğun önemli günü olarak nitelediğini ifade eden Tansü, “Bundan binlerce yıl önce baharın habercisi olan, karlar altında bir çiçek karı delip yeryüzüne çıkmıştı. O zamanda bu çiçeğin adı ‘Nevruz Çiçeği’ iken, şimdi ise ismi ‘Kardelen Çiçeği’dir ve bu çiçek hayatın, yeni günün başlangıcı olarak kabul edilir” diye konuştu.
Nevruz’un en ilkel çağlardan bu yana büyük bir neşeyle ve törenlerle kutlanan bir gün olduğunu belirten Tansü, Nevruz’un her toplum için özel bir yeri olduğunu kaydetti. Tansü, “Binlerce yıldır her fırsatta bu bayramı kutluyoruz. Çin’den Adriyatik’e kadar bütün milletlerin kutladığı ortak bir bayramdır. Nevruz kimsenin özel malı değildir. Çünkü bahar her milletin ortak yaşadığı bir zamandır” ifadesinde bulundu.
Türkçe karşılığı “Yengi Gün” olan nevruzun birleştirici, bütünleştirici bir kuvvete sahip olduğunu ve farklı toplumları bir araya getirdiğini söyleyen Tansü, “Hangi dinden, mezhepten, hangi ırktan olursa olsun baharın gelişini herkes kutlamaktadır. Birlik ve beraberlik sağlayarak, insanları kaynaştırır. Ortak geçmişimizin ortak bayramı olan Nevruzu, Türkler yaklaşık 5 bin yıldır kutluyor ve 5 bin yıl daha kutlayacaktır. Nevruz; bizi İran, Suriye, Azerbaycan, Doğu Türkistan, Çin, Türkmenistan ile bağlayan ortak geçmişimizin bir sonucudur” şeklinde konuştu.
“Nevruz’un ana felsefesi baharı karşılamadaki ortak mutluluktur” diyen Tansü, “Bu binlerce yıllık birlikteliğin ürünüdür. Bir topluma dinini, konuşmasını v.s her şeyi öğretebilirsiniz. Ama onun halısındaki ya da kıyafetindeki desene hükmedemezsiniz. Çünkü o hangi kültürden gelmişse onu yaşatmak ister. İşte nevruz da bizim kültürümüzde var olan ve var olmaya devam edecek bir mutluluktur” diye konuştu.