Üniversitemiz Türk Musikisi Devlet Konservatuarı tarafından, Çanakkale Zaferi’nin 94. Yıl dönümü etkinlikleri çerçevesinde, Atatürk Kültür Merkezi’nde, “Türkülerle Çanakkale Zaferi” isimli muhteşem bir Türk Halk Müziği konseri verildi.
Oldukça duygulu anların yaşandığı gecede, salonu dolduran dinleyiciler, öğrencilerimizin yorumları karşısında zaman zaman gözyaşlarına hâkim olamadılar. Gecede konuk sanatçı Fatih Demirhan’da sahne alırken, Dursun Atik’in Zeybek, Canbek Sinan’ın Kafkas yöresi oyunu geceye ayrı bir renk kattı.
Gecenin sonunda konuşan Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, bu gece mahcubiyet, utangaçlık gibi birkaç duyguyu bir arada yaşadığını belirterek, “İçimde çağlayanlar koptu, gözlerim yaşardı. Arkadaşlarım, bu ülkenin var oluşunda önemli bir köşe noktayı, önemli tarihi bir dönemeci dolu dolu yaşattı. Çanakkale’yi anlamak gerçekten önemli. Yok oluşa ramak kalmıştı. Artık son noktada, tarihin karanlık sayfalarına doğru dökülme yolunda iken bu ülke, birden bire tarihin altın sayfalarına hem de altın harflerle geçecek kanla yoğrulmuş bir destan yazdı. Çanakkale Savaşı’nda yüz binlerce şehidin kanlarıyla yoğrulmuş ve arkasından bu ülke var olmuştur” diyerek, Çanakkale’nin varoluşun yaşanmış efsanesi olduğunu söyledi.
Konuşmasını, Gaziantep’te Çanakkale bu kadar güzel anlatılabilirdi diyerek sürdüren Rektör Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, “Göreve gelirken şuna inanmıştık. Bir sloganımız vardı. Tüm arkadaşlarımızla birlikte Parlayan Yıldız olacaktık. Bu bizim idealimizdi ve bunun için kafamızı, gönlümüzü koymuştuk. Şimdi yavaş yavaş o ideale yaklaşıyoruz. Biz Türkiye’nin Güneydoğusu’nda, Gaziantep’te parlayan bir yıldız olacağız. Kendimizi yalnızca Gaziantep’ten değil ülkemizden, tüm dünyadan görünen yıldız olmaya adadık. Tüm arkadaşlarımla birlikte bunları gerçekleştireceğimize inanıyorum” diye konuştu.
Coşkun, “Şair, ‘Bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı, Düşün altında binlerce kefensiz yatanı’ diyor ya, 100 binlerce şehidin kanı üzerinde yoğrulmuş bu topraklara layık olmak istiyorsak, öncelikle Üniversite olarak bunu yapmak zorundayız. Kararlılıkla, tüm arkadaşlarımla birlikte, sizlerin de desteğiyle yürüyeceğiz. Konservartuvarımız burada olacak, İstanbul Reşit Rey’de olacak, Boston’da, Amsterdam’da olacak, her yerde olacak” diyerek, başta Konservatuar Müdürü Yrd. Doç. Dr. Ruhi Ersoy ve Sanatçı Öğr. Elm. Hakan Tatyüz olmaz üzere, emeği geçen herkese teşekkür ediyorum diye konuştu.
Gecenin açılış konuşmasını yapan Konservatuar Müdürü Yrd. Doç. Dr. Ruhi Ersoy, “Böylesine anlamlı bir gecede, sizlerin karşısına Çanakkale’nin ruhuna uygun olacağını hayal etmeyi umduğumuz bir programla çıkmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Milletlerin tarihlerinde, hafızalarını unutmamaları gereken anlamlarla toplamaları onların geleceklerinin de aynı zamanda teminatlarıdır. Yok olmak üzereyken var olma mücadelesini veren Çanakkale, böyle milli bir mücadelenin neticesinde, milli değerlerin yeniden var olmasının ve Türk’ün yeniden bağımsız devlet olmasının sembolüdür” şeklinde konuştu.
Yaşadığımız kültür ortamlarının çok farklı ortamlardan beslendiğini ifade eden Ersoy, “Popüler ve arabesk kültürün yoğun bombardımanına maruz kalan toplumlar, kendi kimliklerini kendi şuur altından besleyerek, çağın şartlarında üretilen yeni enstrümanlarla yeni kimliklerini yeni müziklerden geçiremezlerse muhtelif mantar kültürler ortaya çıkar. Atalarımızın verdiği mücadeleyi anlamak, anlamlandırmak, yeniden yorumlamak adına sıradan bir türkü, konser programının ötesinde; aradaki monoglardan, yan tarafta izlenecek belgesellere kadar, göze, kulağa, yüreğe hitap etmeyi kendimize şiar edindik. Bize bu fırsatı veren, yürüyün sonuna kadar yanınızdayız, biz bunlar için bu makamlarda bulunuyoruz diyen, başta Rektörüm Sayın Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun olmak üzere, onun kaptanlığında tüm üst yönetimine verdikleri destekten ve bu heyecanı bizlerle paylaştıklarından dolayı teşekkür ediyorum. Ayrıca bu programı hazırlayan ve yöneten Sanatçı Öğr. Elm. Hakan Tatyüz’e ve bu gecede emeği geçenlere teşekkür ediyorum” diye konuştu.