Madem veda edecektik, niçin bir araya geldik; madem sonunda ayrılık vardı, niçin tanıştık, biliştik ve sevdik birbirimizi? Ne yapalım, dünyada yaşamanın bedeli bu, tanışma ve vedalaşma hayatın cilvesi. Hem insan, vakti gelince gitmesini bilmeli.
Sultan Murad, zamanında çekilmeseydi Sultan Fatih yetişebilir miydi?
Üç yıl kadar öncesiydi Gaziantep’e gelişimiz. Dostların tavsiye ve teşviki, büyüklerin münasip görmesiyle başladı Gazi Şehir günleri. Geldiğimizde bir sandalyemiz bile yoktu, ama çok geçmeden hepsi oldu. Dekanlığımız, dersliklerimiz, sekreterimiz, şefimiz, memurlarımız, genel sekreterimiz… Üç öğretim elemanı ile başladık, bugün 30’u açtı sayımız. Ülkemizin güzel insanları yanında, Suriyeli, Mısırlı, Kırgız Hocalarımız da oldu. Mevlâ’ya sonsuz hamdolsun, hepsi gelecek vadeden 600 civarında talebemiz oldu, hepsi cıvıl cıvıl. 27 farklı ülkeden kardeşlerimiz var. Sayısı yüze yaklaşan İlahiyat Fakülteleri içerisinde 12-14. başarı sıralamasıyla öğrenci kabul ettik. I. Öğretim, II. Öğretim, DİKAB bölümlerimiz oldu. Yüksek Lisans, Doktora programlarımız açıldı. Üç yıl önce dikilen filizler boy attı, mezuniyet sonrası güzelim hizmetlerle, tez ve diğer çalışmalar ile meyveye durmaları çok uzak değil. Kütüphanemiz hızla zenginleşiyor, beş bin, on bin kitap derken, yetmez diyoruz ve hedefimiz elli bin kitaplık bir ihtisas kütüphanesi kurmak. Adeta bir saray güzelliğinde duran İlahiyat binamız bitmek üzere, talebe ve hocalarına esas duruşta göz kırpmaya başladı bile.
Emeği geçenlerden Allah Razı olsun. İlahiyattan gelen makul talepleri hep olumlu karşılayan Saygıdeğer Rektörümüz Prof. Dr. Yavuz Coşkun ve ekibine, özellikle ilahiyat fakültemizden sorumlu rektör yardımcısı Prof. Dr. Cahit Bağcı’ya, İlahiyatın zor zamanlarında hizmetini gören çekirdek hoca kadrosuna, “Recep Ali Erdoğan Yönetimine”, Dekanın ilk günden yoldaşı olan Şefimiz Özcan’a şükranlarımızı sunmak bir görevdir elbet. Teşekkürde Ganimizi, Kenanımızı unutmak mümkün mü? Binamızın inşaatını üstlenen Sanko’ya teşekkür etmeden olmaz. İlahiyatın kuruluşunda, binasının temel atımında, kütüphanesinin oluşumunda katkıları unutulmayan Başkanımız Prof. Dr. Mehmet Görmez beylere… Özellikle Gaziantep’in yöneticilerine, sivil toplum kuruluşlarına ve bizleri bağrına basan, hak etmediğimiz hüsn-ü teveccühlerini hiçbir zaman bizden esirgemeyen Gazi Şehrin güzel insanlarına sonsuz teşekkürler. Notlarıma göre yirmibeşten fazla sivil toplum kuruluşu bize hizmet imkânı sunmuş. Hassaten Şehitkâmil Müftüsü Sabri Bey, bize pek çok hayır kapısını açtı, inşaallah faydalı olmuşuzdur. Onlar bu imkânları sunmasaydı, bizim hizmetlerimiz o kardeşlerimize ulaşmayacaktı, Gaziantep İlahiyatın sesi duyulmayacaktı.
Gaziantep günleri bize pek çok dost kazandırdı. Onları unutmak ne mümkün! Kaybettiklerimiz de oldu. İlk sene babamı kaybettim mesela, Mevlâ rahmet etsin. Ama Gaziantep pek çok şeyi de öğretti bana. Küçük Buhara ve Bedrüddin Aynî’yi, Müfessir Ayıntabî’yi, Şahinbey’i, Karayılan’ı, Şehit Kâmil’i, Adil Hocayı, M. Emin Er Hocayı, A. Muhtar Büyükçınar Hocayı hatırlattı ve hepsini hayırla yâd ettirdi. Tarihi camilerini, hamamlarını, kalesini, hayvanat bahçesini, dünya standartlarındaki Zeugma Mozaik Müzesini, parklarını, beyran çorbası ve soğan-patlıcan kebabı başta olmak üzere leziz yemeklerini unutmak mümkün değil. Gaziantep’in de diğer kadîm kentler gibi, ansiklopedik zenginlikte bir şehir olduğunu gezerek ve yaşayarak fark ettik.
Konya’da yeni bir hizmette çalışmalarımızı sürdürmek üzere 02.04.2014 tarihi itibarıyla İlahiyat Dekanlığına elveda derken, gönlümüzün ve dualarımızın tüm ilahiyat camiası ile olacağını söylemek isterim. Elbette vedalaşmak hüzünlü. Ne yapalım ki fani dünyada her şey süreli ve sonlu.
Öyleyse bana müsaade, kalın sağlıcakla. O’nun yolunda olduğunuz sürece varsa haklar helal olsun. Sizler de haklarınızı helal etmeyi çok görmeyin ne olur! Hem dünya şimdilerde çok küçüldü. Kim bilir nerede, nasıl karşılaşırız bir daha bilinmez. Ama gönlüm, hep hayırlı hizmetler için sizlerin içinde olacağı âli makamlarda sizlerle karşılaşmak. Ölüm meleği hepimizi, en güzel ve en kutlu eylemlerde bulsun! Unutulmayacak hoş sedalar bırakabildiysek ve en önemlisi dualarla anılmayı hak edebildiysek ne mutlu! Dua ve muhabbetle efendim.
Prof. Dr. Ali AKPINAR
Gaziantep Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı