Gaziantep Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Konferans Salonu’nda Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Fen – Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gülçin Çandarlıoğlu tarafından “Fotoğraflarla Türk Dünyasının Dünü, Bugünü” adlı konferans gerçekleştirildi.
Kazakistan, Kırgızistan, Azerbaycan, Türkiye Cumhuriyeti, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Özbekistan ve Doğu Türkistan devletlerinin Bağımsız ve Muhtar Cumhuriyetleri haritası üzerinde gösteren Prof. Dr. Gülçin Çandarlıoğlu, konferansını Uygur müziği eşliğinde gerçekleştirerek, Kazakistan ve Türkistan’a gittiği gezilerde çektiği fotoğrafları sundu.
Kazakistan’da su kanallarının dikkat çekici olduğunu söyleyen Prof. Dr. Çandarlıoğlu, Hoca Ahmet Yesevi Eğitim Fakültesi’nde çalıştığı dönemlerde, Hoca Ahmet Yesevi’nin babası İbrahim Ata, annesi Karaşaş Ana Türbesi’ni ziyaret ettiğini belirtti. Çandarlıoğlu, “Kazakistan’da Hoca Ahmet Yesevi çok önemli bir kişidir. Hoca Ahmet Yesevi’yi ziyaret etmek, onlar için yarı hacı olmak gibidir. Yarı hacı olmak isteyen kişi Hoca Ahmet Yesevi’nin önce babasını ve annesini daha sonra ise, Hoca Ahmet Yesevi’nin türbesini ziyaret etmek zorundadır” diye konuştu.
Kırgızistan’da tahta oymacılığının çok meşhur olduğunu ifade eden Çandarlıoğlu, eski zamanlardan kalma dervişlerin yemek pişirdiği kazanların fotoğraflarından örnekler sundu. Türkistan’daki kazılarda bir tarihçi olarak bulunmayı hep istediğini söyleyen Çandarlıoğlu, bu isteğini gerçekleştirdiğini ve çalışmalarında Türkistan şehrinin yaşının bin 500 değil, iki bin 300 yıl olduğunu belirtti.
Kazı çalışmalarındaki bir anısını anlatan Çandarlıoğlu, “Çalışmalarımız esnasında toprak dolu bir kabın içindeki toprağı acaba üzerinde yazı olan bir metal para bulabilir miyim diye boşalttım. Fakat içinde topraktan başka hiçbir şey yoktu. Kazılarda bazen umduğunuzu bulamayabiliyorsunuz” dedi.
Türkistan’da süper marketlerin olmadığını pazarların çok yaygın olduğunu söyleyen Çandarlıoğlu, kazak motifleri içerisinde en çok boynuzun kullanıldığını belirterek nevruz kutlamalarında cirit gösterisinin Türkistan’da ayrı bir önem taşıdığını ifade etti. Çandarlıoğlu, “Eski Kaşgar’da sokaklarda bisikletle dolaşılırken şimdi motosikletle geziliyor. Eski Kaşgar’da sokaklar dar ve evlerin duvarları yüksektir. Bunu sebebi hem özel hayatın dışarıya belli olmaması hem de yazın sıcaktan kışın soğuktan korunabilmektir” diye konuştu.
Uygurlar’da metrekare olarak en büyük caminin “İd Kah Camisi” olduğunu söyleyen Çandarlıoğlu, Kaşgarlı Mahmut’un türbesinin siyah, Hoca Ahmet Yesevi’nin yeşil, Yusuf Has Hacip’in türbesinin mavi mermerden olduğunu ifade etti.
Konferans sonunda katılımından dolayı Prof. Dr. Gülçin Çandarlıoğlu’na teşekkürlerini dile getiren Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun, Çandarlıoğlu’na hediye takdim etti.