Gaziantep Üniversitesi ve Türkiye Alerji Astma ve İmmünoloji Tedavi ve Araştırma Vakfı (TAİTAV) işbirliğiyle 20 – 21 Nisan 2012 tarihleri arasında düzenlenen “Allerjik Hastalıklar Astım ve Klinik İmmünoloji Sempozyumu” kapsamında “Alerji ve Astım Genetiği” konulu panel düzenlendi.
Üniversitemiz Atatürk Kültür Merkezinde Gaziantep Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M. Yavuz Coşkun ve TAİTAV Yönetim Konseyi Başkanı Prof. Dr. Yıldız Saraçlar’ın başkanlığında düzenlenen panele; Biyolog Dr. Esra Birben, Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Kalaycı ve Gaziantep Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Bayram konuşmacı olarak katıldı.
Astımda ‘gen ve çevre etkileşimine’ dikkat çeken Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Kalaycı, “Bir gendeki genin etkisinden ziyade birkaç genin bir arada değişkenliklerinin ortak etkisi olabiliyor. Genler tek başına hareket etmiyor. Genler çevredeki bazı maddelerle etkileştiği zaman farklı yanıtlara sebep oluyorlar. Bu nedenle biz genetik çalışmalarda yeterli ilişkiyi gösteremiyoruz. Genlerle çevre arasındaki ilişki hayat boyu devam ediyor” ifadesinde bulundu.
Nanopartiküller ve astım ilişkisini anlatan Gaziantep Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Bayram, “Nanopartiküller çok mucize partiküllerdir. Günümüzde birçok alanda kullanılan partiküller yapılarının küçük olması, özellikle solunum yollarında çok çeşitli hastalıklar içinde risk faktörü oluşturabilmektedirler. Nanopartiküllerin kimisi atmosferde, çevrede bulunan, özellikle dizel araçların egzozlarından yayılan partiküllerdir” şeklinde konuşytu.
Alerjide görülen fenotiplerin oluşmasında kişinin genetik yapısının yanı sıra genlerin çevreyle etkileşimi sonucunda meydana gelen epigenetik değişikliklerde çok büyük katkıda bulunduğunu belirten Biyolog Dr. Esra Birben, yapılan çalışmalar alerjik hastalıklarda genetik faktörlerin katkılarının büyük olduğunu gösterdiğini ifade etti. Alerjik hastalıkların kanıtlanabilirlik oranlarının yapılan çalışmalara göre değişiklik gösterdiğini söyleyen Birben, alerjik hastalıkların genetiğini saptamanın yeni genlerin bulunması ile birlikte ivme kazandığını kaydetti.