Son zamanlarda Göğüs Hastalıkları ABD poliklinik ve kliniklerinde yaptığımız gözlemler başta astım ve KOAH olmak üzere kronik solunum hastalıkları nedeniyle Üniversitemiz Araştırma Hastanesine başvuruda gözle görülür artışlar kaydedilmiştir.
Hastalar ifadelerinde yaşadıkları ortamda havanın çok kirli olduğu ve bunun rahatsızlıklarını tetiklediğini açık bir şekilde ifade etmektedirler. Kent içinde ve Gaziantep Üniversitesi kampüsünde yapılan gözlemlerde gözle görülür ve hissedilir derecede bir kükürt dioksit (SO2) ve duman (partiküler madde, PM) kirliliği olduğu görülmektedir.
Çevre ve Orman Bakanlığının web sayfasına (http://www.havaizleme.gov.tr/) bakıldığında, Gaziantep’in web sitesinde kayıtlı olan ve otomatik ölçüm yapan Binevler semtindeki İl Meteoroloji Müdürlüğü bahçesindeki istasyon verilerinin de durumu teyit ettiği görülmektedir.
Kasım ve Aralık aylarında özellikle PM değerlerinin uyarı kademesi olan 400mg/m3 sınır değerini zaman zaman (özellikle 25-31 Aralık arasında) aştığını, ve ciddi risk oluşturan 200-300mg/m3 bandı arasında seyrettiği görülmektedir. Son 24 saatlik verilere bakıldığında, PM ve SO2 değerlerinin 3 Ocak’ta saat 10:00′de 400mg/m3′e, PM değerinin saat 12:00′de 425mg/m3′eçıktığı görülmektedir. Hiçbir rahatsızlığı olmayan insanlarda bile boğazda yanma ve tahriş hissi ile baş ağrısı gibi belirtiler görülmektedir.
Her ne kadar Ulusal Hava Kalite Sınır Değerlerimiz kış mevsimi ortalamasını 200mg/m3olarak veriyorsa da, Dünya Sağlık Örgütü ve Avrupa Birliği sınır değerlerine bakılırsa, bu değerler 24 saatlik maksimum ortalama için 50mg/m3 (bu değerin yılda 36 defadan fazla aşılmayacağı belirtilmektedir), yıllık ortalama olarak ta 40mg/m3olarak kabul edilmektedir. Son yıllarda yapılan çalışmalar söz konusu kuruluşların koyduğu bu değerlerin bile güvenli olmadığını göstermektedir.
Gerek basında, gerekse de konu ile ilgili kurumların web sayfalarına bakıldığında bu konuda herhangi bir girişim, önlem, haber ya da uyarıya rastlanmamaktadır. Oysa duruma acilen müdahale edilmesi ve başta hastalar ve çocuklar gibi hassas gruplar olmak üzere toplumun aydınlatılması ve uyarılması gerekmektedir. Konunun kamuoyu nezdinde yankı bulması ve tartışılmasında son derece önemli rolleri olan basının konuya yer vermesi ve duyurması çok büyük önem taşımaktadır.
 
Prof. Dr. Hasan Bayram
Gaziantep Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Göğüs Hastalıkları ABD